12. Hukuk Dairesi 2016/8364 E. , 2017/1713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi 3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçluya ait hacizli taşınmaz hissesinin açık arttırma ile alacağa mahsuben alacaklıya satıldığı, alacaklının talebi ile şikayet eden üçüncü kişi ..."a tahliye emri gönderildiği, şikayetçinin sair şikayet nedenleri ile birlikte taşınmazın paylı mülkiyete konu olduğu, hisse satışının yapıldığı, alacaklının tek başına tahliye talep edemeyeceği gerekçeleri ile tahliye emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
TMK.’nun 688. maddesinde; “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır.
Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, gayrimenkulün 13/16 hissesi ihale yolu ile satılmış, alıcısı adına tescil edilmiş ve üçüncü kişi şikayetçiye İİK’nun 135. maddesi uyarınca tahliye emri gönderilmiştir.
Yukarıda anılan madde hükmüne göre; paylı mülkiyete konu gayrimenkul payı satışa konu edilebilir ise de, paylı mülkiyette, payın, gayrimenkulün hangi bölümüne isabet ettiği belli olmayıp, yalnızca gayrimenkuldeki hissenin miktarına işaret ettiği tartışmasız olup, bu tür mülkiyetin, izaleyi şuyu sonucu oluşacak duruma göre satılması gerekir.
Mahkemece, taşınmazın müşterek mülkiyete konu olduğu gözetilerek, bu durumda, ancak pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmak koşulu ile sadece ihalede satılan borçlu hissesi için İİK’nun 135. maddesinin uygulanma imkanı olabileceği düşünülmeksizin istemin kabulü yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi 3. kişinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Somut olayda borçlu ...’ye ait 22 nolu bağımsız bölümün (mesken) 13/16 hissesi şikayetçi alıcıya 16.06.2009 tarihinde ihale edilmiştir. Bu taşınmazda 3/16 hisseye sahip ... de bulunmakta olduğu, haczin 25.03.2008"de tapuya işlendiği, 13.11.2008 tarihli kıymet takdir raporunda 22 nolu “daireyi satın aldığını beyan eden ...’in oturmakta olduğu anlaşıldı” şeklinde bir tespitte bulunulduğu görülmektedir.
İhale sonrası ... isimli şikayetçiye İİK 135 maddesine göre tahliye emrinin gönderildiği, tahliye emrine karşı şikayetçinin icra mahkemesine verdiği dilekçede, borçlu ... ile diğer hissedar ..."le aralarında şifai kira sözleşmesi bulunduğunu iddia ederek kiracı olduğunu gösteren, kira bedellerinin taşınmazın 3/16 hissedarı ... vasisine ödendiğine ilişkin “Eylül vs. aylar kirasını aldım” ibareli ve imzalı isimsiz ve tarihsiz belge sunduğu anlaşılmaktadır.
İİK 135/2 göre üçüncü kişinin hacizden önceki tarihten beri kiracı olduğunu resmi belge ile ispatlaması gerekir. İbraz edilen ödeme belgeleri bu madde kapsamında ispata yeterli belge değildir. Bu nedenle mahkeme kararının onanması gerekirken olayda uygulama yeri olmayan tahliye için pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanmadığından bahisle kararın bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 09/02/2017