3. Hukuk Dairesi 2016/14508 E. , 2018/3494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri İdris ..."dan kalan taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların davalı DEDAŞ"a ait elektrik direklerinden çıkan kıvılcımlar sonucunda yanarak zarar gördüğünü, olay sonrasında delil tespiti yaptırdıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak üzere, veraset payları oranında şimdilik 26,845,00TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemişler, ıslahla taleplerini 38.325.00 TL’ye yükseltmişlerdir.
Davalı; onarım ve bakım hizmetlerinden ... Elektronik Mak. ... Tic. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğunu bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın yokluklarında yaptırdığı delil tespitini ve alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, yangının çıkma sebebinin iddia edildiği gibi olmayabileceğini, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, keşif, bilirkişi raporları, dosya içerisinde bulunan ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/20 D.İş sayılı delil tespit dosyası ve diğer delillere göre; davalı kuruma ait elektrik iletim hattından kaynaklanan yangın neticesinde davacılara ait taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının zarar gördüğü, davalı şirketin şebekenin işletmesinde gerekli özeni göstermemesi nedeniyle tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 38.325,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Davalının zararın tutarının hesaplanmasına ilişkin temyizi yönünden;
Dava; yangın nedeniyle kusursuz sorumluluğa dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, davacıların yanan ağaçlar nedeniyle oluşan zararlarını talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemenin davalının kusurlu olduğuna dair kabulünde bir sakınca yok ise de; giderimi istenen zarar tutarının ( tazminat miktarının ) belirlenmesi bakımından somut olayın ele alınması gerekmektedir.
Zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, “ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesi” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta; hükme esas alınan 13.04.2016 tarihli ziraat bilirkişi raporunda; ağaç bedelinin dava tarihine göre hesaplanacağı ve hasat dönemindeki fiyatların dikkate alınacağı belirtilerek, verim ve ürün maliyet fiyatlarına ilişkin verilerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından bildirilen 2015 yılı “ Tahmini Ağaç Bedelleri” tablosundan alındığı buna göre hesaplama yapıldığı, yanan ağaçların sayı, cins ve adetleri ile bakım ve dikim masrafları da değerlendirilerek belirlenen zarar tutarının toplam 38.325,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Olay tarihi 2014 olup, gerek 2014 yılı verileri yerine 2015 yılı verilerinin dikkate alınmış olması gerekse de yöntemine göre hesaplama yapılmamış olması nedeniyle raporun hüküm vermeye yeterli olmadığı ortadadır.
Bu itibarla; yukarıda açıklandığı şekilde; mahkemece; olay tarihi olan 2014 yılı verileri esas alınarak ve yöntemine uygun şekilde hesaplama yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi ile alınan rapor sonucuna göre karar vermek gerekirken, zarar kapsamının belirlenmesinde gerçek zarar ilkesine uygun olmayan hesaba dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3)Davalının hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğine ilişkin temyizi yönünden;
Elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarının fazla yüklenmesi, ürün sahibi kişilerin de olası yangın olaylarına karşı gerekli önlemleri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gördüğü gözetilerek, olay tarihi itibariyle yürürlükte olan TBK’nun 51. maddesi gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre uygun tutarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Mahkemece, bu yönünün göz ardı edilmesi de, doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.