12. Ceza Dairesi 2019/13148 E. , 2020/5586 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanması ile TCK"nın 179/3-2, 62/1, 53/1. ve TCK’nın 125/1-3-a-4, 43/2-1, 62/1, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve hakaret suçlarından sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı TCK"nın 179/3-2,62 maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ve TCK’nın 125/1-3-a-4,43/2-1,62,52/2-4 maddeleri gereğince 8.840 TL adli para ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ödemiş Sulh Ceza Mahkemesinin 10.05.2012 tarihli, 2012/546 esas, 2012/983 sayılı kararının 13.06.2012 tarihinde kesinleşmesine müteakip müteakip sanığın denetim süresi içerisinde 17.08.2012 tarihinde TCK’nın 154/1 maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği ve Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 08.12.2014 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün açıklanmasına dair Ödemiş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2015 tarihli ve 2015/32 esas, 2015/187 karar sayılı ilamını kapsayan dosya incelendi.
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" ve TCK’nın 125. maddesinin 1-2-3. fıkrasında düzenlenen hakaret suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ile hakaret suçları için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında ve TCK’nın 125 maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.