MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların murisi ... tarafından 23.08.1967 tarih 56 sayılı tapu kaydı ile satın alınan ve daha sonra 14.01.1974 tarih 4 sayılı tapu kaydı ile ... mirasçılarına intikal eden ... (Ali Payamı) mevkiinde (...mahallesi, ...yolu) bulunan 940 zeytin ağacı 12 palamut ağacı havi 11 hektar 8.375 m2 yüzölçümlü zeytinliğin müvekkili ile davalı ... mirasçıları tarafından... Noterliğinin 25.02.2013 tarih ve 3075 sayılı satış senediyle müvekkiline devir ve temlik edildiğini ancak taşınmazın bir bölümünün orman sınırları içine alındığını bir bölümünün tapulama harici kaldığını, 25.480,92 m2"lik bir bölümünün de mahkeme kararıyla orman yapıldığını, müvekkilinin taşınmazın tamamının maliki olduğunu ileri sürerek iş bu davanın ... mirasçıları tarafından aynı konuda açılan mahkemenin 2015/108 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve taşınmazın komisyon kararı ile ormanda kalan kısmı ile tapulama harici kalan kısmının ve mahkeme kararıyla orman yapılan kısımlarının ayrı ayrı tespiti ile komisyon kararı ile ormanda kalan kısmı ile, tapulama harici kalan kısmının müvekkili adına tesciline, tescil mümkün olmadığı takdirde TMK"nın 1007. maddesi uyarınca bu yerlerin bedelinin kanuni faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, harca esas dava değerini ise 18.000.-TL olarak göstermiştir.
Mahkemece davacının dava konusu taşınmazın ormanda kalan ve tescil harici olan yerlerin kendi adına tescilini sağlaması ya da tazminat talep edebilmesi için öncelikli olarak malik olduğunu tespit ettirmesi gerektiği oysa davacının sadece gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayandığı, malik olduğunun tespitine ilişkin herhangi bir mahkeme ilamı sunmadığı oysa davacı tarafın birleştirme talep ettiği mahkememizde görülen 2015/108 Esas sayılı dosyada davalıların aynı dava konusuna ilişkin olarak malik sıfatıyla tescil ve tazminat talebinde bulundukları dolayısı ile davacının dava konusu taşınmazda malik olduğu hususu yargılamayı gerektirdiğinden bu konuda davacı tarafça dosyaya bir mahkeme ilamı sunulmadığından davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMUK"nın 45/1. maddesi gereğince, aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. 45/3. maddesi gereğince de, davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek, nitelikte bulunması halinde bağlantı var sayılır. Mahkemenin 2015/108 E. sayılı dersest dosyasında, davacı ... mirasçılarının iş bu davada dava konusu yapılan aynı taşınmaza yönelik ve aynı tapu kaydına

dayalı şekilde tescil, tescil olmadığı takdirde ise TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemiyle dava açtıkları, her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gözetilerek, davaların birleştirilmesi gerekirken, yargılamaya devamla karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.