Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuyla tehdit suçunun birlikte işlenmediğinin belirlenmesiyle dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Tehdit suçu açısından; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 2) Her iki suç açısından; suç tarihinden önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmayan ve dosyaya yansıyan olumsuz tutum ve davranışı belirlenmeyen sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının kesinleşme tarihinin, 5271 sayılı Kanunun 231/8. maddesinin yürürlüğe girme tarihi olan 28.06.2014 den önce olması nedeniyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında; hükümde, “şartları oluşmadığı” biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmaması, Kanuna aykırı ve sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.