1. Hukuk Dairesi 2019/4381 E. , 2021/2876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.05.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ...’ın 203 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı torunu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, çekişmeli taşınmazın imar uygulaması ile 14 parça taşınmaza şuyulandırıldığını ileri sürerek, imar ile oluşan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakanın ihtiyaç duydukça başka taşınmazlarını da sattığını, mirasbırakanın halen adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğunu, mal kaçırma amacı olsa idi bunları da devredebileceğini, temlik tarihinde alım gücünün bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…Somut olaya gelince; mirasbırakan ...’in emekli aylığı aldığı, başka taşınmazlarının da bulunduğu, temlik tarihinde mal satmasını gerektirecek herhangi bir ihtiyacının olmadığı, getirtilen hesap hareketleri dökümünden mirasbırakanın emekli aylığını vekaleten davalı torunu ...’ın çektiği, mirasbırakanın oğlu ...’ın ( davalının babası ) yanında kaldığı, davalı ile mirasbırakan arasında mirasçılara nazaran daha sıcak bir ilişkinin mevcut olduğu, davalının 1999 yılında üniversiteden mezun olup yeni iş hayatına atıldığı, temlik tarihinde alım gücünün bulunmadığı, mirasbırakanın temlikten sonra 19.06.2002 tarihinde açılan ... Bankası’nın vadeli hesabında 2004 yılında 3.987,00 TL parasının bulunduğu, anılan paranın nemalanıp 2012 yılında 9.029,00 TL’ye ulaştığı, ancak tespit edilen bu bedelin mirasbırakanın 16.11.2000 tarihinde farklı bir taşınmazını 3. kişiye satmasından elde ettiği satış bedeli olabileceği gibi vadeli hesabın temlik tarihinden sonra açıldığı ve temlik tarihinde mirasbırakanın terekesine satış bedelinin girdiğinin kanıtlanamadığı, öte yandan çekişmeli akit ile ½ paylarını devreden ...mirasçılarının paylarını davalıya devretmeleri nedeniyle herhangi bir satış bedeli almadıklarını beyan ettikleri, satış bedeli ile keşfen saptanan gerçek değer arasında bariz fark mevcut olduğu bir bütün halinde değerlendirildiğinde mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki ½ payını bedelsiz olarak davalı torununa temlik ettiği, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine.
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda; çekişme konusu 203 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ½ payının mirasbırakan tarafından, kalan ½ payın ise dava dışı 3. kişiler tarafından davalıya devredildiği, anılan taşınmazın bir kısım payının imar uygulaması ile 14 parça taşınmaza şuyulandırılıp, bir kısım payının ise uygulama harici bırakıldığı, daha sonra tekrar imar uygulamasına tabi tutularak ifraz ve tevhit işlemleri neticesinde oluşan 621 ada 1, 621 ada 3, 622 ada 2 sayılı imar parsellerinin ve imar dışı bırakılan 203 ada 1 parselin bir kısım payının davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; mirasbırakandan davalıya intikal eden ½ pay nazara alınarak, anılan payın hangi imar parsellerine gittiği, imar uygulaması, tevhit ve ifraz işlemleri sonucunda oluşan taşınmazlara ne kadarının yansıdığı hususunda gerektiğinde bilirkişi raporu alınması ve belirlenecek bu paylar üzerinden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken anılan hususlar göz ardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin bu yöne değinen ve yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.