Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13450
Karar No: 2018/6965

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/13450 Esas 2018/6965 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, davacıların taşınmazının orman sayıldığı gerekçesiyle tapu kaydının kısmen iptal edilmesi ve orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle uğradıkları zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkeme, davayı kabul ederek davalı Hazine'den her bir davacı için 52.337,25 TL olmak üzere toplam 209.349,00TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmetmiştir. Ancak, Hazine vekili bu kararı temyiz etmiştir. Kararın bozulma nedeni, dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden nisbi peşin harç ve ıslahla artırılan miktar üzerinden de ıslah harcının ödenmeyerek yargılamaya devam edilmesidir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davaların nispi harca tabi olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, 492 sayılı Kanun'un 32. maddesi, yargı işlemlerinden alınacak harçların ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını ve mahkemenin harcı yatırılmayan ıslaha değer vererek karar veremeyeceğini vurgulamaktadır. Bu nedenle, kararda geçen kanun maddeleri, dava konusu olan zararın tazmini istemine ilişkin davaların hangi harcı ödemek zorunda olduğunu ve yarg
20. Hukuk Dairesi         2016/13450 E.  ,  2018/6965 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 11/06/2014 tarihli dava dilekçesi ile, davacılar adına kayıtlı Atakum ilçesi, Büyükoyumca köyü 1604 parsel sayılı taşınmazın, . Asliye Hukuk Mahkemesinin E.K. sayılı kararıyla orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tapusunun kısmen iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiğini ve hükmün kesinleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 10.000,00-TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiş; 16/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını 209.349,00-TL’ye yükselterek, yine tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 10/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulü ile; her bir davacı için 52.337,25 TL olma üzere toplam 209,349,00 TL"nin 10/09/2013 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.Şöyle ki; 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır…” hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan yasal düzenlenme karşısında tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar belirsiz alacak davası niteliğinde olmayıp nispi harca tâbi davalardandır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun “Harcı Ödenmeyen İşlemler" başlığını taşıyan 32. maddesinde ise "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmüne yer verilmiştir.
    Dolayısıyla harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
    Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir.
    Nitekim vurgulanan bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: ... gün ve E: ... sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak, ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır .
    Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden nisbi peşin harç, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi nispi peşin harç ve ıslah harcının alınması gerekir.
    Ne var ki; davacı vekili dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden peşin nispi harcı ve ıslahla artırılan miktar üzerinden de ıslah harcını ödememiştir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden nisbi peşin harç alınmadan yine ıslahla artırılan dava değeri üzerinden ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden nispi peşin harç ve ıslahla artılan dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harcı ödenen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslaha değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 01/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi