Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7108 Esas 2019/12052 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/7108
Karar No: 2019/12052
Karar Tarihi: 11.09.2019

Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7108 Esas 2019/12052 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, cezaevi çalışanlarına karşı görevi yaptırmamak için direnme suçuyla suçlanmış ve mahkum edilmiştir. Ancak, mahkeme kararı temyiz edildiğinde, sanığın tehdit içermeyen sözlerinin görevi yaptırmamak için direnme suçunun tehdit unsurunu oluşturmadığı belirlenmiştir. Ayrıca, sanığın eylemleri birden fazla görevliye karşı gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, yeniden yargılanmasına karar verilmiştir. Bu süreçte TCK'nın 265. maddesi \"görevi yaptırmamak için direnme\" başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlendiği, hareketin “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceği belirtilmiştir. Ancak, pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı da açıklanmıştır. Kararda TCK'nın 43/2, 53/1-b ve 265. maddeleri de detaylı şekilde incelenmiştir.

18. Ceza Dairesi 2017/7108 E. , 2019/12052 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın katılanlara söylediği kabul edilen “ceza evine yasak malzeme sokuyorsunuz, hakkınızda Adalet Bakanlığına kapalı zarf içerisinde şikayette bulunacağım ve tüm mahkumları hakkınızda kışkırtacağım, izleme kurulu üyelerine sizleri şikayet edeceğim, hükümlü ve tutukluları örgütleyerek sizin üzerinize salacağım ve görevinizi yapamaz hale getireceğim, sayım alınmasına engel çıkaracağım” şeklindeki sözlerin sonuç almaya elverişli, objektif olarak mağdurlar üzerinde ciddi bir korku ve endişe doğuracak nitelikte bulunmaması nedeniyle, görevi yaptırmamak için direnme suçunun tehdit unsurunu oluşturmadığı gözetilmeden hükümlülük kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanığın görevi yaptırmamak için direnme eylemini, birden fazla görevliye karşı gerçekleştirmesine karşın, TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,
b- İkinci kez mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında 5275 sayılı Kanun"un 108/3. maddesinin tatbik edilmemesi,
c- TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.