Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2421 Esas 2021/3036 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2421
Karar No: 2021/3036
Karar Tarihi: 31.03.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2421 Esas 2021/3036 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar ve müdahil davacı, tapusuz taşınmazın tereke paylarının intikali sonucunda miras payları oranında adlarına tescilinin yapılması için dava açmışlardır. Yargılama sonucunda dava kabul edilmiş, ancak bu karar hukuka uygun bulunmamış ve Yargıtay'da temyiz edilmiştir. Yargıtay bozma ilamında, davacıların aktif dava ehliyetlerinin olup olmadığı belirlenmeden önce araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak Mahkeme, ehliyetleri belirlenmeden dava kabul edilerek tereke paylarının adlarına tescili kararı vermiştir. Bu nedenle Yargıtay, kararı bozmuştur ve davacıların aktif dava ehliyetlerinin yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, dava konusu olan taşınmazın tescili isteği Medeni Kanun'un 713. maddesi, elbirliği mülkiyetinde mirasçılar arasında tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi tarafından düzenlenmektedir.
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2017/2421 E.  ,  2021/3036 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davacıların 11.07.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 581.09 metrekare yüzölçümündeki tescil harici bölümü dava konusu ettikleri ancak Mahkemece, bu dava hakkında hüküm kurulmadığı belirtilerek, yol olarak bırakılan yer hakkındaki davanın Medeni Kanun"un 713. maddesi kapsamında tescil davası olduğu göz önüne alınarak, miras yolu ile gelen hakka dayanan davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı belirlenip, davacıların dava ehliyetleri olduğu sonucuna varılması halinde işin esasına girilerek araştırma ve inceleme yapılıp, sonucuna göre hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 12.07.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 581,09 metrekarelik taşınmazın 8/48 payının davacı ...; 6/48 payının davacı ...; 8/48 payının ise müdahil davacı ... adına çayır vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar ... ve ... ile müdahil davacı ..., çekişmeli taşınmaz bölümünün murisleri ...’ dan intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün tarafların murisinden intikal ettiği gerekçesiyle davacılar ve müdahil davacının miras paylarının adlarına tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve Yasa’ya uygun bulunmamaktadır. Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, yasal hasım durumunda bulunan davalılar Hazine ve Tepeköyü Tüzel Kişiliği, muris ... terekesine göre 3. kişi durumundadırlar. Bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescili istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Davacılar ile müdahil davacının murisi ...’ın, davacılar ve müdahil davacı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmakta olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK"nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.