12. Hukuk Dairesi 2017/273 E. , 2017/1603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 02.03.2016 tarih, 2015/29163 E. - 2016/6024 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vasisi ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibe karşı, borçlu ...’nin icra mahkemesine başvurusunda; senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, imzanın kendisine ait olduğu bir an kabul edilse dahi senedin zorla imzalatıldığını, dolandırıcılık suçundan dolayı soruşturmanın devam ettiğini ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece, borçlunun, savcılık dosyasında, senetteki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği, borçlu vekilinin temyizi üzerine kararın Dairemizce onandığı, karar düzeltme aşamasında borçlu ile ilgili olarak Finike Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/263 E. - 2016/52 K. sayılı ve 15.02.2015 tarihli vesayet kararının sunulduğu ve vasi ...’nin, karar düzeltme talebinde, borçlunun akıl hastalığının bulunduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
Takibe konu bononun düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK"nun, "Borçlanma Ehliyeti" kenar başlığını taşıyan 670. maddesine göre; sözleşme ile borçlanmaya ehil olan kişi, kambiyo senetleri ile borçlanmaya da ehildir. Aynı Kanunun 1. maddesi gereğince, bu Kanunun ayrılmaz bir parçası olduğu açıklanan TMK"nun 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir; 10. maddeye göre, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır; 13. maddeye göre, yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir; 14. madde hükmüne göre, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur; 15. madde hükmüne göre, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz; 16. maddeye göre ise, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Hukuki işlem ehliyeti, yapılan işlemin geçerlilik koşulu olup, davada da taraflara ilişkin dava koşullarındandır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Akıl hastalığı yahut akıl zayıflığı gibi sebeplerden biri ile makul surette hareket etmek iktidarından mahrum bulunanlar, başka bir deyimle tam ehliyetsiz olanların yaptıkları hukuki
işlemler, kanuni mümessilleri tarafından onaylanmadıkça geçersizdir. 11/06/1941 gün ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde; "... Mümeyyiz olmayan bir kimse ile hukuki muamelede bulunan diğer âkidin bunu bilmeyerek hüsnüniyetle hareket etmiş olması, zikri geçen 15. maddenin mutlak ve kat"i sarahati karşısında, öyle bir kimsenin tasarrufu üzerine hukuki hükmün terettüp etmesi için kafi değildir. Kanun o gibi temyiz kudretinden mahrum kimselerin esasen hüküm ifade etmeyen tasarrufları hususunda o tasarruftan dolayı hak iddia edenlerin hüsnüniyetlerini himaye etmemektedir... Medeni Kanunumuzun metin ve ruhundan başka türlü bir netice çıkarılmasına imkan yoktur..." hükmü yer almakta olup, anılan hükümle, ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin tasarruflarının geçersiz olduğu açıkça vurgulanmıştır.
O halde mahkemece, borçlu ...’nin, takibe konu bononun düzenleme tarihinde, hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin tespitin yapılması amacıyla, vasiye, borçlu ...’ye ilişkin doktor, hastane v.s sağlık kuruluşları ile ilgili diğer belgeleri sunması için süre verilmesi, yine vesayet kararına dayanak olan... Devlet Hastanesi’nin 20.10.2015 tarih 473 sayılı raporunun getirtilerek dosyanın kül halinde tam teşekküllü bir hastaneye veya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, borçlu ...’nin takibe konu bononun düzenlenme tarihi itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Dairemizce mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vasisi ...’nin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02/03/2016 tarih ve 2015/29163 E. - 2016/6024 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.