6. Ceza Dairesi 2014/13122 E. , 2017/5128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma suçundaki değişiklikle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/09/2014 tarihli kenar yazısı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yağma olaylarında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdurun beyanı ve teşhisi önemlidir. Birebir olayın muhattabı olan mağdurun beyanı tutarlı ve istikrarlı ise önde ve üstün niteliktedir. Şayet bu konuda duraksama varsa ortada yenilmesi gereken bir şüphenin olduğunun düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak da deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Bir suç varsa bunun failini belirleyebilmek ancak kanıtların yorumu ile olanaklıdır. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa imkan vermemelidir. Yüksek ihtimal ile deliller yeterli toplanmadan bir ceza verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için, önce sözkonusu eylemin işlenip işlenmediğinin belirlenmesi gerekir. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;
Katılan ...’ın 18.04.2007 tarihli kolluk ve 15.06.2007 tarihinde Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla alınan birbiri ile örtüşen ve aşamalarda değişmeyen beyanlarında özetle; olay günü saat; 14:30 sularında Ulus semti Baruthane mevkiinde bulunduğu sırada, Eryaman"a nasıl gidebileceğini sorduğu bir şahsın “gel sana göstereyim” diyerek kendisini alıp Gençlik Parkı’nın içine götürdüğü, anılan parka girmelerinden sonra arkalarından sanıklar ... ve ...’ın takip etmeye başladıkları, bir süre sonra parkın içinde tenha bir köşeye götürülerek burada içlerinde sanıklar ... ve ...’un da bulunduğu sanıklar gurubu tarafından tutulduğunu, üç sanığın ellerinde bulunan bıçakları vücuduna dayayıp “ya seni bıçaklayacağız, ya da paranı vereceksin” diyerek pantolonunun sağ arka cebinde bulunan cüzdanı aldıklarını ve içine baktıktan sonra 600.-TL. parayı alarak farklı yönlere kaçarak uzaklaştıklarını, arkalarından baktığında, biraz ileride hepsinin tekrar birleşerek parayı aralarında paylaştıklarını gördüğünü; olayın hemen akabinde polis merkezine giderek şikayetçi olduğunu, polis memurlarının katılanı da yanlarına alarak ekip otosuyla şahısları aramaya başladıklarını, kısa bir süre içinde olay yerine yakın yerde bir kısım sanıkların yakalandığını ve yaptırılan teşhis işleminde üç sanığı teşhis ettiğini ifade ettiği ve 18.04.2007 tarihli “İfadeli Teşhis Tutanağı”nda da anılan şahısları kesin olarak teşhis ettiğinin belirtildiği,
Sanıkların savunmalarında, “bul karayı al parayı” tabir edilen oyun oynattıklarını ve katılanın da bu oyunda parasını kaybettiği için kendilerine iftira attığını beyan etmiş olmalarına rağmen, olay ve yakalama tutanaklarında anılan türde bir oyun oynattıklarına ilişkin herhangi bir argümanın da ele geçmediği olayda; mağdurun aşamalarda değişmeyen beyanlarına karşın, sanıkların savunmalarına hangi nedenle üstünlük tanındığı karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- UYAP sisteminden alınan sanık ..."a ait nüfus kaydına göre, sanığın hüküm tarihinden sonra 26.01.2017 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu durum araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 64/1.maddesinin uygulama olanağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ve ... savunmanları ile sanıklar ... ve ...’ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış haklarının korunmasına, 21/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.