Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/3142 Esas 2017/12718 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3142
Karar No: 2017/12718
Karar Tarihi: 19.12.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/3142 Esas 2017/12718 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/3142 E.  ,  2017/12718 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, dava dışı işçi... tarafından aleyhlerine işçi alacaklarının ödenmesi talebiyle ... İş Mahkemesi"nde dava açıldığını ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, karar sonucu ödenen toplam 6.714,06.-TL alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, Davanın kısmen kabulü ile, ... 4. İcra Dairesinin 2014/477 Esasındaki takibe yapılan itirazın 2.953,19 TL dışındaki kısmının iptali ile icra takibinin bu miktar dahilinde devamına, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Mahkemece, takibe itirazın kısmen kabulüne, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, yanlış değerlendirme sonucu, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği ve şartları oluşmadığı gerekçesiyle bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7. maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 3. paragrafından sonra gelmek üzere “Hükmedilen 2.953,19.-TL asıl alacağın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının hüküm fıkrasına eklenmesine, kararın DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.