Esas No: 2017/42825
Karar No: 2018/115
Karar Tarihi: 16.01.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/42825 Esas 2018/115 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacılar vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar adına vekilleri Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacılar vekili, davalı sendika ... 1 nolu şube başkanlığının 10. Olağan Genel Kurulunda 4 yıllığına seçilerek 25.11.2014 tarihinden bu yana görev yapan davacıların şube yönetim kurulu üyesi olarak görevlerini yerine getirdiklerini, 2014 yılındaki seçimleri kaybeden başkan adayı ...’nın baskı ve yönlendirmesi ile 62 delegenin noterden ihtarname keşide ederek olağanüstü genel kurul talebinde bulunduklarını, ihtarnameler üzerine şube yönetim kurulunun derhal toplanarak ihtarnamede yazılı hususların mesnetsiz kabul edilemez ve karalayıcı nitelik taşıdığı, olağanüstü genel kurul toplanması iddialarının makul, haklı, inandırıcı ve objektif nedenlere dayanmadığını değerlendirerek talebin reddi kararı ile birlikte genel merkez yönetim kurulu onayına sunulduğunu, MYK tarafından da kararın onaylandığını, bu kararların iptali için dava açıldığını, ... 42. İş Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davanın reddedildiğini ve kanun yoluna başvurulmaması üzerine kararın kesinleştiğini, ancak bu durumdan yaklaşık bir ay sonra yine ... isimli delegenin aynı iddiaları tekrar ederek yeniden ihtarname ile olağanüstü genel kurul talep ettiğini, bu ihtarnamedeki hususların öncekiler ile birebir aynı olduğunu, 53 delegenin talebi sonrasında şube yönetim kurulunun derhal toplandığını, yönetim kurulu tarafından aynı içerikteki taleplerin hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu değerlendirilerek taleplerin reddedildiği ve MYK’nın onayına sunulduğunu, ancak MYK tarafından 29.12.2016 tarihli karar ile şube ret kararının onaylanmamasına, seçimli olağanüstü genel kurul talebinin kabul edilmesine ve 21.01.2017 tarihinde seçim icrasına karar verildiğini, MYK tarafından şubeden acilen olağanüstü genel kurul için yasal işlemlerin yapılması istenilmiş ise de, şube yönetim kurulu tarafından kararın uygulanmayacağının bildirildiğini, MYK kararının haksız, objektif ve nesnel gerçeklikten uzak, anayasaya, kanun, tüzük ve demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan, tüzüğün verdiği yetkilerin kişisel amaçlar dahilinde kötü niyetle kullanılması şeklinde oluşturulduğunu, olağanüstü genel kurul talep dilekçeleri içeriğinin daha önceki taleplerle tamamen aynı nitelikte olduğunu, talepte bulunan delegelerin bir kısmının emekli olduğunu ve delegeliğinin düştüğünü, ayrıca şubeye bağlı işyerlerinde çalışan 159 sendika üyesi işçinin şikayetleri de mevcut ise de, bu şikayetlerin olağanüstü genel kurulun toplanması için herhangi bir etkisinin bulunmadığını, söz konusu işçilerin şikayetlerinin içeriğinin tamamen soyut nitelikteki ifadeler olduğunu, şubede kayıtlı 1100 sendika üyesinden 159’unun eleştiri yapmasının doğal olduğunu, nitekim dosyada şubeye memnuniyetlerini ifade eden ve genel kurul istemeyen 323 üyeye ait imzalı belgenin mevcut olduğunu, şube zorunlu organlarının üyelerinin görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, şubenin üyelerin sorunları ile ilgilenmediği, işyerlerinin ziyaret edilmediği ve şubenin sendikal faaliyetlerini gereği gibi yürütmediği, işyerlerinde huzursuzluklar olduğu gibi hususların soyut nitelikte olduğunu, şube denetleme kurulunca da, şube yönetim kurulu üyelerinin çalışmalarına yönelik, faaliyetlerin aksadığı ve mali konularda herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, kanun ve tüzüğün öngördüğü çoğunlukta talebin sendikaya ulaşmasına rağmen gösterilen gerekçelerin olağanüstü genel kurulun toplanmasını gerektiren somut, ciddi, haklı ve inandırıcı nedenler olmadığını, mevcut bilgi, belge ve şube denetleme kurulu raporları ile sabit olduğu üzere ... 1 nolu şubenin tüm organları ile uyumlu olarak görevinin başında, sendikal faaliyetlerini eksiksiz yerine getirdiğini ileri sürerek davalı sendika genel merkez yönetim kurulunun 29.12.2016 tarih ve 210 sayılı 21.01.2017 tarihinde olağanüstü seçimli genel kurul yapılmasına dair kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı sendika vekili, ... 1 nolu şube başkanlığının faaliyet alanında bulunan işyerlerinden yaklaşık bir yıldır yoğun şekilde sorun ve şikayetler iletildiğini, 2015 yılının Nisan ve Mayıs aylarında yeterli sayıda çoğunluğa ulaşan şube genel kurul delegelerinin, genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılmasını talep ettiklerini, delegelerin bu taleplerinin şube yönetim kurulunca reddedildiğini, MYK’nın şubelerle ilgili olarak delegelerden gelen talepleri genellikle kabul etmeme ve şubeye sorunları çözmesi konusunda ikinci bir şans verme yönünde bir politika izlediğini, bu bağlamda ... 1 nolu şube ile ilgili çok ciddi sıkıntıların bulunmasına karşın, şube genel kurul delegelerinin talepleri kabul edilmeyerek istemin reddedildiğini, MYK tarafından talep reddedilirken şube yönetimiyle iletişime geçilerek, delegeler ve üyeler tarafından dile getirilen sorunların çözüme kavuşturulması, başarılı olunmaması durumunda istifa mekanizmasının işletilmesi konusunda mutabık kalındığını, bu sırada 67 yaşında olan ve 30 yıldır sendikacılık yapan şube başkanı ...’in alzheimer ve demans hastalığına yakalandığını, şube faaliyet alanındaki sorunların başlıca nedeninin de bu olduğunu, buna paralel olarak şube faaliyet alanında bulunan delegeler tarafından olağanüstü genel kurul istemli olarak yeniden talepte bulunulmaya başlandığını ve üyelerden de çeşitli şikayetlerin genel merkeze iletildiğini, takip eden süreçte delegelerin olağanüstü genel kurul isteminin reddine dair bir karar alınarak genel merkeze gönderildiğini, MYK yaşanan süreci bir bütün olarak değerlendirerek şube başkanının ağır şekilde alzheimer ve demans hastalığına yakalandığını, çoğu zaman çevresindeki kişileri tanımakta güçlük çektiğini, olayları hatırlamadığını ve bu haliyle görevini yerine getirmesinin mümkün olmadığını, bu durumun işyerlerinde sorun ve sıkıntılara neden olduğunu, sendikanın işçilerin sorunlarıyla ilgilenme şeklinde ortaya çıkan varlık amacını yerine getiremediğini değerlendirerek şube olağanüstü genel kurulunun toplanması için gerekli işlemlerin yapılmasına karar verildiğini, şube başkanının yakalandığı hastalığın çıplak gözle dahi anlaşılabileceğini, bu durumun şube başkanlığı görevini yerine getirmeye engel olduğunu, yasada belirlenenin çok üzerindeki sayıda delegenin başvuruda bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece özetle, 29.12.2016 tarihi itibari ile toplam delege sayısının 116 olduğu, olağanüstü kongre talep eden delege sayısının ise 43 olduğu ve bu delegelerin de aynı zamanda sendika üyesi olduğu, sendika tüzüğüne göre yeterli delege sayısına ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince özetle, kullanmış olduğu ilaçlar ve dosya içeriğindeki sağlık raporları karşısında şube başkanının alzheimer, demans ve anksiyete bozukluğu ile ilgili sağlık sorunları bulunduğu, dosya içeriğinde yer alan işçi dilekçelerinde, şube yönetiminin işçi sorunları ile ilgilenmediği, sendika üyesi işçiler arasında eşitsizliklerin söz konusu olduğu ve çalışma barışının bozulduğunun bildirildiği ve yeni bir yönetim taleplerinin olduğunun açıklandığı, şube denetim kurulu kararında da, şube başkanının sağlık durumunun iyi olmadığı, görevini yerine getiremediği, bu durumun işyerlerinde sorunların çözülmemesine ve huzursuzlukların artmasına neden olduğu, üyelerin mağdur edildiğinin belirtildiği, bilirkişi raporunda da işyerlerinde çalışma barışının bozulduğu, üyelerin sendikadan istifa aşamasına geldiğinin tespit edildiğinden söz edildiği ve olağanüstü genel kurul için yeterli sayıda delegenin başvuruda bulunduğunun açıklandığı ve bu açıklamalara göre şube başkanının rahatsızlıkları sebebiyle şube faaliyetlerinde aksamalar meydana geldiği, bunun da olumsuzluklara yol açtığı, sözü edilen durumun olağanüstü seçim kararı alınması için ciddi, önemli ve objektif nedeni oluşturduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde sendikalar “İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Anayasanın 51. maddesi de aynı doğrultudadır. Aynı maddenin son fıkrasında sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
6356 sayılı Kanun"un 9. maddesinde, genel kurulun, sendika ve şubelerin zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, aynı Kanun"un 11. maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre, sendika organlarının seçimi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendikanın yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (Şahlanan, Fevzi: Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, İstanbul, 1980, s.119).
Genel kurul sendikaların iradesini yansıtan nihai karar organıdır. Genel kurullar bakımından asıl olan ise olağan genel kuruldur. Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli şekilde yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur.
6356 sayılı Kanun"un 12. maddesinin 4. fıkrasına göre de “Olağanüstü genel kurul, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördüğü hâllerde ya da genel kurul üye veya delegelerinin beşte birinin yazılı isteği üzerine altmış gün içinde yazılı istekteki konuları öncelikle görüşmek üzere toplanır.”
Olağanüstü genel kurul, ancak genel kurulun olağanüstü toplanmasını gerektirir nitelikte objektif ve ciddi sebeplerin bulunması halinde söz konusu olan istisnai nitelikteki genel kuruldur. Bu husus 6356 sayılı Kanun"un 12. maddesinin gerekçesinde “Uygulamada seçimi kaybeden grubun beşte bir delege imzasını toplayıp hiçbir gerekçe göstermeden olağanüstü genel kurul talebinde bulunması her zaman karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle üye ve delegeler tarafından yapılacak olağanüstü genel kurul isteklerinin “iyi niyet kuralına” uygun haklı veya geçerli bir sebebe dayandırılması veya olağanüstü genel kurul isteminin olağan genel kurul ile çözülemeyecek bir sorunu çözmeye yönelik olması aranmıştır” şeklinde ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, sendika tüzüğünün “Şubeler Olağanüstü Genel Kurulu” başlıklı 29. maddesine göre de “Sendika Şubesi Yönetim Kurulu"nun veya Denetleme Kurulu"nun gerekli gördüğü hallerde veya bir önceki Olağan Genel Kurul delegelerinin 1/5"nin yazılı isteği üzerine Şube Genel Kurulu olağanüstü olarak toplanır. Genel Kurula çağrı Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılır, Tüzüğün 20. maddesi 23. bendi hükmü saklıdır. Tüzüğün Olağanüstü Genel Kurullara İlişkin 16. maddesi ve Genel Kurullarda toplantı usul ve esaslarını belirleyen 14. maddesi hükümleri de kıyasen uygulanır. Şube Olağanüstü Genel Kurul talepleri üzerine, Şube Yönetim Kurulu tarafından alınan karar ve başvuru örnekleri, derhal Sendika Genel Merkezi"ne gönderilir. Şube Yönetim Kurulu"nun Olağanüstü Genel Kurul yapılmasını red kararları Sendika Yönetim Kurulunca onaylanmadıkça, ilgililere red cevabı tebliğ edilemez.”
Sendika tüzüğünün 20. maddesinin 23. bendine göre ise “Tüzüğün 29. maddesi uyarınca, Sendika Şubesi Yönetim Kurulu tarafından reddine karar verilen Olağanüstü Genel Kurul toplanması talepleri hakkındaki Şube Yönetim Kurulu ret kararını onaylamak veya onay verilmediği takdirde, Şube Olağanüstü Genel Kurulunun toplanması için bir tarih belirleyerek Şubeye tebliğ etmek, bu kararın şubeye tebliğine rağmen, Şube Yönetim Kurulunca, Şube Olağanüstü Genel Kurulunun toplanması için gerekli karar, süresi içinde alınmadığı takdirde, Şube Olağanüstü Genel Kurulunun toplanmasına karar vermek ve bu toplantı ile ilgili her türlü işlemleri yapmak” hususları da “Sendika Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri” arasında sayılmıştır.
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, 2016 yılının Aralık ayı içerisinde muhtelif tarihlerde yeterli sayıda delege tarafından noter aracılığı ile keşide edilen benzer nitelikteki ihtarnameler ile şube genel kurulunun yapılmasının üzerinden yaklaşık iki yıllık bir süre geçtiği, bağlı işyerlerinin birçok sıkıntısı olmasına ve bu sıkıntıları şubeye bildirmesine rağmen bu sorunların tespit edilip çözülmediği, tüm işyerlerinde sendika üyesi işçiler arasında eşitlik ilkesi yok sayılarak yapılan farklı muameleler nedeni ile işçiler arasındaki huzursuzluğun had safhaya ulaştığı, hatta çok büyük gerginliklere ve kavgalara yol açılarak işçi-sendika ilişkisinin temelinden sarsıldığı, sendika üyesi işçilerin çeşitli nedenlerle sendika ve binalarından uzaklaştırılarak işçi sendika ilişkilerinin bazı işçiler açısından çekilmez bir hal aldığı, yapılan uygulamalar nedeni ile işyerindeki çalışma barışının bozulduğu, sendikalar yasası ve sendika tüzüğünün emrettiği görevlerin yapılmadığı, sendika üyesi işçiler arasında çok büyük ayırım yapılması nedeni ile üyelerin sendikadan istifa etme aşamasına geldiği gerekçeleriyle ... 1 nolu şubede zorunlu organ seçimlerinin yenilenmesi amacıyla olağanüstü genel kurul icrası talep edilmiştir.
Belirtilen talepler şube yönetimi tarafından değerlendirilmiş ve şube yönetim kurulunun 19.12.2016 tarih ve 15 sayılı kararı ile de olağanüstü genel kurul talepleri reddedilerek tüzüğün 20. maddesinin 23. bendi gereğince karar, sendika yönetim kurulunun onayına sunulmuştur.
Sendika yönetim kurulunun 29.12.2016 tarih ve 210 sayılı kararı ile de özetle ... 1 nolu şube olağan genel kurulundan sonra şubeye bağlı işyerlerinde hiçbir zaman huzurlu bir sendikal faaliyet ortamının sağlanamadığı, şikayetlerin artarak devam ettiği, şube yönetiminin üyelerin sorunlarıyla hiç ilgilenmediği, işyerlerinin ziyaret edilmediği, şube yönetim kurulunun sendikal faaliyetleri gerektiği gibi yürütmediği gerekçeleriyle şube yönetim kurulu kararının onaylanmamasına, olağanüstü genel kurul talebinin kabulüne ve şubede olağanüstü genel kurul icrasına karar verilmiştir. İnceleme konusu dava ise, bu kararın iptali istemine ilişkindir.
Sendika yönetim kurulu tarafından sadece belirtilen hususlara dayanılarak olağanüstü genel kurul kararı alınmış ise de, cevap dilekçesinde şube başkanının alzheimer ve demans hastalığına yakalandığı, şube faaliyet alanındaki sorunların başlıca nedeninin de bu olduğu ilave gerekçesiyle de olağanüstü genel kurul kararının gerekçesinin genişletildiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesi sadece yeterli sayıda delege talebinin mevcut olduğuna ilişkin isabetsiz gerekçesiyle davayı reddetmiş ise de, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yukarıda belirtildiği üzere değişik gerekçeyle istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, olağanüstü genel kurul istisnai nitelikli bir genel kurul olduğundan, buna ilişkin karar, Kanun ve tüzükte yer alan usûl dahilinde olmak üzere objektif, haklı ve somut gerekçelere istinaden alınabilir. Bu cümleden olarak, alınacak olağanüstü genel kurul kararının denetimi de, öngörülen usûl dahilinde olmak üzere alınan olağanüstü genel kurul kararında belirtilen hususlar çerçevesinde gerçekleştirilir.
Somut olayda, olağanüstü genel kurul kararı, delegelerin talebi üzerine sendika yönetim kurulu tarafından alınmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen delegelerin talep dilekçelerinde yer alan hususlar ile sendika yönetim kurulunun 29.12.2016 tarih ve 210 sayılı kararında gerekçe olarak yer alan hususlar soyut nitelikte olup, bu hususlar arasında yer alıp da yargılamada kanıtlanan, olağanüstü genel kurul icrasını gerektirir objektif, haklı ve somut bir gerekçe mevcut değildir.
Diğer taraftan, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararında şube başkanının alzheimer, demans ve anksiyete bozukluğu ile ilgili sağlık sorunları bulunduğu gerekçesi belirtilmiş ise de, bu olgular gerek delegelerin talep dilekçelerinde gerekse dava konusu sendika yönetim kurulu kararında yer almadığından olağanüstü genel kurul kararına gerekçe teşkil edemeyeceği gibi, mahkemece de nazara alınamaz.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, sendika yönetim kurulunun 29.12.2016 tarih ve 210 sayılı kararı hukuka aykırı olduğundan iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacılar yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine, 16/01/2018 tarihinde oy birliğiyle olarak karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.