16. Hukuk Dairesi 2017/2411 E. , 2021/3035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 260 ada 2 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 23,53 ve 63,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların bazı bölümlerinin adına kayıtlı aynı ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiasıyla, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kayıtlarının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahil ..., davacıyla aynı nedenlere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ...’ın davasının aktif husumet yokluğundan reddine; müdahil davacının davasının kabulüne, 260 ada 1 ile çekişmeli 260 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile, 01.10.2015 tarihli ek fen bilirkişi raporuna ekli (ek-2) krokide (B) harfi ile gösterilen 45,71 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 14,77 metrekarelik bölümlerin aynı adanın son parsel numaraları verilmek suretiyle davalı adına; aynı raporda (F) harfi ile gösterilen 3.327,09 metrekarelik bölümün ise aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesi "mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak" yazılmasını zorunlu kıldığı gibi; bu zorunluluk, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. ve 298. maddelerinin de amir hükmüdür. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı" da, kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığını açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. Somut olayda mahkemenin kararı incelendiğinde, kararın gerekçe bölümünde, toplanan delillerin tartışılıp değerlendirilmediği, sabit görülen vakıalara nasıl ulaşıldığı, bunlardan çıkarılan sonuçlar ile bunların hukuki sebeplerinin neler olduğu hususlarında açıklama yapılmadığı; "dava dilekçesi, tanık beyanları, bilirkişi raporları, teknik ve mahalli bilirkişi beyanları davalı ve davacı ile asli müdahil beyanları toplanan tüm evraklar bir arada değerlendirildiğinde davanın tapu iptali davası olduğu, asli müdahilin davasının fen bilirkişinin 01.10.2015 tarihli ek raporu ile davasının kabulüne" karar verildiğinin açıklanması ile yetinildiği görülmektedir. Yukarıda yer alan ilke ve açıklamalar karşısında böyle bir açıklamanın "gerekçe" olarak kabulü mümkün değildir. Bu haliyle mahkemenin kararının gerekçe içermediği açık ve tartışmasız olup, denetime elverişli bir hukuki gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olması Anayasa"nın 141. ve HMK"nın 297. maddeleri hükmüne uygun bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.