1. Ceza Dairesi 2021/912 E. , 2021/1024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü,
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adresi (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adresi) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği yoluna gidilmesi, bu surette çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adres olarak kabul edilmek ve tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine gereği, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan,tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiği şerhi düşülmek suretiyle tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeden, bu sıraya uyulmaksızın ve şerh de düşülmeksizin yapılan tebligatların usulsüz olduğu; 19.09.2016 tarihli temyiz başvurusunun öğrenme üzerine yasal süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanık hakkında hüküm kurulurken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Hadjianastassiou/Yunanistan, 16.12.1992; ... de Hurk/Hollanda, 19.04.1994; Hiro Balani/İspanya 09.12.1994; Ruiz Torija/İspanya, 09.12.1994) kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde, 5271 sayılı CMK"nin 34, 230 ve 289. Maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararı uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için, sonuca etkili tüm argümanların, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların , iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Katılan hakkında 20.04.2015 tarihli Bakırköy Adli Tıp Kurumu tarafından verilen adli muayene raporunda ""sağ göz altında ekimoz, sol zigomatik kemik üzerinde hiperemi, deplase olmayan fraktür"" olduğunun belirtilmesine karşın yüzde oluşan bu yaralanmanın niteliği hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı bu haliyle söz konusu raporun yetersiz olduğu anlaşılmakla, katılanın tüm tedavi evrakları ve raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevki ile yaralanmanın yüzde sabit iz açısından değerlendirilmesinin (5237 sayılı TCK"nin 86 ve 87. maddelerindeki unsurları kapsayacak) duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz rapor ile yetinilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Karşılıklı yaralama şeklinde gerçekleşen olayda, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari (1/4) oranında uygulanmasını gerektirip gerektirmediğinin tartışılmaması,
4) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2007 tarihli 2006/108 Esas, 2007/695 Karar sayılı ilamıyla sanığın 5237 sayılı TCK"nin 141/1. maddesindeki hırsızlık suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 11.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.