4. Hukuk Dairesi 2017/3823 E. , 2017/6375 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen maddi tazminat davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile kararın düzeltilerek davanın usulden reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarfından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ve dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava, genel hükümlere göre haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; davacıların hissedarı oldukları taşınmazların satışına karar verildiğini, davalının 04/08/2015 tarihli ihaleye katılarak en yüksek peyi sürdüğünü, taşınmazların davalıya ihale edildiğini, davalının ihale bedelini süresinde yatırmaması ve ikinci sırada pey sürene yapılan teklifin de sonuçsuz kalması üzerine, 03/11/2015 tarihinde tamamlayıcı ihalenin gerçekleştiğini, bu ihalede en yüksek peyin davalı tarafından sürüldüğünü, yine bedelin ödenmemesi üzerine ihalenin fesholunduğu ve satışın düştüğünü, 20/01/2016 tarihinde yapılan ikinci ihalede taşınmazların satışının gerçekleştiği ve ihalenin kesinleştiğini, davalının 04/08/2015 ve 03/11/2015 tarihli ihalelerde en yüksek teklifi verip ihale bedellerini yatırmadığını, ikinci yapılan ihalede taşınmazların daha ucuza satıldığını belirterek maddi zararlarının tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; iki ihale arasındaki farkın İcra İflas Kanunu’nda düzenlenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; somut olayda İİK’nın 133. maddesindeki yasal şartların oluşmadığını, genel hükümlere göre de zarara uğranıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı tarafın istinaf başvurusunun, HMK"nın 353/1-b maddesi gereğince kabulüne, davacıların davasının HMK’nın 114 ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda; 10/06/2015 tarihinde alınan satış kararına göre, 04/08/2015 tarihinde yapılan ihalede davaya konu taşınmazların davalı ..."e ihale olunduğu, davalının
taşınmazları almaktan vazgeçmesi ve bu bedelleri yatırmaması üzerine 2. sırada pey sürene teklif yapıldığı, teklifin sonuçsuz kalması nedeniyle İİK 133. maddesi gereğince 03/11/2015 tarihinde tamamlayıcı ihalenin yapıldığı, davalının ilk ihalede sürdüğü peyleri sürdüğü, yine satış bedellerini yatırmadığından ihalenin sonuçsuz kaldığı ve fesih olunduğu, satışın düşmesi üzerine yeniden satış talebi ile alınan 26/11/2015 tarihli satış kararına göre 20/01/2016 tarihinde yapılan ihalede taşınmazların davalı ve dava dışı kişiye ihale olunduğu, satış bedellerinin yatırılmaması üzerine 2. sırada pey süren dava dışı şirkete teklif yapıldığı, şirketin taşınmazları alması ile ihalelerin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İİK’nın 133/2 maddesinde kastedilen sorumluluk aynı satış kararına dayalı ihaleler için söz konusu olup; farklı satış kararına dayalı ihaleler arasındaki farktan ilgili madde hükmü uyarınca tazminat talep edilemez. Onlar hakkında ancak genel hükümlere göre tazminat davası açılabilir.
Olayın oluş şekli, davacılar vekilinin istemi birlikte değerlendirildiğinde; dava haksız fiilden kaynaklanan ve genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken maddi tazminat talebine ilişkindir. Şu durumda, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hukuki yarar yokluğu gerekçe gösterilerek davanın usulden reddedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.