14. Ceza Dairesi 2017/1061 E. , 2017/2931 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden vela ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükmün sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 24.05.2017 Çarşamba saat 09.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belirlenen tarihte gerçekleştirilen duruşma sonrası yapılan dosya incelenmesinde gereği düşünüldü:
Sanığın aşamalardaki istikrarlı savunması, olay yeri olan okul binasında her ne kadar okullar açılmamış olsa da resmi görevliler ile müdür yardımcıları tanıklar ... ve ... bulunmaları, mağdurenin iddia ettiği eylemin kapı önünde gerçekleştiği ifade edilmesine rağmen konuşmaların tanıklarca duyulmaması, tanıklardan ..., sanığın odasına gittiğinde mağdurenin koltukta oturur vaziyette olduğunu, sanık ile mağdurenin rahatsızlığı konusunda konuştuklarını, sanığa bir kağıt gösterip dışarı çıktıktan 7-8 dakika sonra tekrar geldiğinde mağdurenin halen sanığın odasında oturmakta olduğunu ve kısa bir süre sonra kalkıp gittiğini, kendisinin de mağdureyle birlikte kalktığını belirterek mağdurenin beyanlarını doğrulamaması, diğer tanıkların ise mağdureden duymuş oldukları ifadeleri anlatan dolaylı tanık durumunda olmaları, hadisenin Eylül ayında gerçekleştiği iddia edildiği halde şikayetin yaklaşık üç ay sonra yapılması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın atılı suçu işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile sanığın duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.05.2017 tarihinde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı sanığın eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesiyle ilgilidir. Şöyle ki;
Dosya içeriğine göre sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak biçimde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan dolayı kamu davası açılmış, yerel mahkemenin yaptığı yargılama sonunda verdiği 31.07.2008 gün, 2008/27 Esas ve 2008/144 Karar sayılı ilk hükümde, özetle eylemin sabit olmadığından bahisle beraatine karar verilmiştir.
Bu hükme karşı aleyhe temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 22.01.2013 tarih ve 2011/7876 Esas, 2013/319 sayılı kararı ile “ Mağdurenin aşamalardaki tutarlı anlatımlarında, olay günü okuldan ayrıldığı sırada, okul müdürü olan sanığın kendisini odasına çağırıp çay ikram etmek istediğinde mağdurenin, eve gitmesi gerektiğini başka zaman uğrayacağını söylemesi üzerine, sanığın masasından kalkıp yanına gelerek "sen neden böyle içine kapanıksın, ailenin kurallarına neden bu kadar bağlısın, boşver kendini hayatın akışına bırak her şey olacağına varır, ben senin yaşındayken çok çapkındım" şeklinde sözler söylediğini, kendisinin sinirlenerek gitmek için arkasını döndüğü sırada sağ kolundan tutarak yüzü kendisine bakacak şekilde çevirip, üzerine doğru çektikten sonra iki kolu ile kendisini sararak dudaklarından öpmeye çalıştığını, ancak mağdurenin yüzünü sağa sola çevirerek buna engel olduğunu, daha sonra sağ elini kurtarıp sanığın yüzüne eli ile vurduktan sonra onu itekleyerek kurtulduğunu, olayın şokuyla bağıramadığını ve ağlayarak evine gittiğini söylemesi, mağdurenin annesi katılan ... ile tanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."nin mağdurenin anlatımlarını doğrular nitelikteki beyanları, mağdurede olaydan kaynaklanan travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon hali tespit edildiğine ilişkin Bartın Devlet Hastanesinin 07.12.2007 tarihli raporu ile benzer içerikteki Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 05.02.2008 tarihli rapor, mağdurenin yetişkin bir birey tarafından yapılan eylemden olumsuz etkilenmiş olduğu, anksiyete durumu bulunduğuna ilişkin 12.12.2007 tarihli sosyal inceleme raporu ile tüm dosya içeriğinden sanığın üzerine atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği anlaşıldığı halde, bu suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçelerle beraatine karar verilmesi, ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece bu bozma nedeni yerinde görülerek uyulmasına ve bunun sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK.nun 103/1, 103/3, 103/6 ve 62. maddelerine göre cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Temyize konu son hüküm dosyadaki kanıtlara ve bozma kararına uygun olduğu halde, bozma kararındakinin tam tersi kanaat ile yeniden bozma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Zira; Yerel mahkemece toplanan kanıtlarla iddia ve savunma incelenip tartışılarak, suçun sübutu ve niteliği yargılama sonuçlarına ve yasaya uygun biçimde tayin edilmiştir. Dosyada yer alan ve ayrıntılı biçimde bozma kararında gösterilen kanıtlara göre sanığın eyleminin sabit olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Dairemizin ilk bozma kararından sonra sanığın suçsuzluğunu gösteren veya atılı suçu işleyip işlemediği konusunda kuşku yaratan yeni bir delil dosyaya girmemiştir. Buna rağmen ilk bozma kararındakinin tam aksi gerekçelerle yerel mahkemenin kararının ikinci kez bozulması uygulama birliğini ve güveni sarsıcı bir sonuç doğuracaktır.
Açıklanan nedenlerle sanığın eyleminin sabit olduğu, bozma nedeninin dosya içeriğine uygun düşmediği ve yasal olmadığı, 6545 sayılı Kanunu 59. maddesi uyarınca yapılan değişiklikler nedeniyle lehine olan yasanın belirlenmesi için hükmün bozulmasıyla yetinilmesi gerektiği kanaatine varıldığından, sayın çoğunluğun düşüncesine iştirak edilmemiştir.