21. Hukuk Dairesi 2016/2587 E. , 2017/8796 K.
"İçtihat Metni"...
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalı ...Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Hüküm, İş Mahkemesi sıfatıyla verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre İş Mahkemeleri"nden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Somut olayda 14/05/2015 tarihli hükmün davalı ...Ş. vekiline 20/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, temyizin ise 03/12/2015 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmıştır. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi hükmü temyiz eden davalı ...Ş. bakımından geçmiştir.
O halde, 01/06/1990 Tarih ve 1989/3 E. 1190/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak davalı ...Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... açısından kusuru bulunmadığından bahisle davanın reddine, diğer davalılar açısından davacı annenin maddi tazminat isteminin reddine, davacılar eş ve çocukların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, iş kazasının meydana gelişinde davacılar murisi sigortalının %10 oranında müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş yararına hüküm altına alınan 20.000,00 TL manevi tazminat ile davacı çocuklar yararına hüküm altına alınan 10.000,00"er TL manevi tazminatlar azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
1-Davalı ...Ş."nin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine,
2-Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine
06/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....