Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, UYAP kayıtlarından cezaevinde olduğu anlaşılan sanık ..."nin yokluğunda verilen kararın kendisine yöntemince tebliğ edilmediği, sanıkların son bildirdikleri adreslerine Tebligat Kanunu 21. maddesi uyarınca, tebliğ evrakına “isim vermedi” şeklinde şerh düşülerek 23.05.2014 tarihinde yapılan tebliğ işlemlerinin de usulüne uygun olmadığının anlaşılması karşısında; sanıkların 11.06.2014 tarihli temyiz isteklerinin süresinde olduğu kabul edilerek ve tebliğnamedeki temyiz isteminin süre yönünden reddi düşüncesine iştirak edilmeyerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanık ..."nin tehdit suçunu uzlaşma kapsamında bulunmayan üstsoya karşı kasten yaralama suçu ile birlikte işlediği belirlenerek, sanık ..."nin annesine yönelik kasten yaralama eylemini silahla gerçekleştiği kabul edildiği halde, TCK’nın 86/3-a fıkrasının yanında (e) fıkrasının yazılmaması ve sanıklar hakkında kasten yaralama suçlarından hükümler kurulurken sanıkların eylemlerinin tek bir mağdura yönelik olduğu gözetilmeden "sanığın kasten yaralama eylemini annesine ve kardeşine karşı gerçekleştirdiği" şeklinde gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hatalar oldukları kabul edilerek yapılan incelemede; Sanıklara yükletilen kasten yaralama ve sanık ..."ye yükletilen tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Sanıkların kasten yaralama eylemlerini üstsoya, kardeşe karşı ve silahla gerçekleştirdikleri olayda, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanıklar hakkında TCK"nın 86/2. maddesince temel cezaya hükmedilirken TCK"nın 61. maddesindeki ölçütler ve TCK"nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı ve sanıklar hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken birden fazla suçtan hükümlülüğü içeren ilamlardaki hangi cezaların tekerrüre esas alındığı gösterilmemiş ise de; 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi gereğince en ağır cezayı içeren hükümlülüğün infaz aşamasında gözetilebileceği, Anlaşıldığından, sanıklar ... ve ..."nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.