MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil ve araç kaydının iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;

-KARAR-

Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava muris tarafından davalıya devredilen ... plaklı aracın kaydının iptali ve pay oranında tescili isteklerine ilişkin olup, mahkemece, asıl davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, birleştirilen dava yönünden bir hüküm kurulmamıştır.
Asıl dosyada davacılar, mirasbırakanları ..."ın, 491 ve 568 parsel sayılı taşınmazlarını önce, ara malik dava dışı ..."na satış göstermek sureti ile devrettiğini, bu kişinin de bir süre sonra taşınmazları murisin oğlu davalı ...’ye satış yolu ile temlik ettiğini, yine murisin, adına kayıtlı 1197 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek sureti ile davalıya devrettiğini, işlemlerin muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, birleştirilen davada muris adına kayıtlı ... plakalı traktörün muvazaalı şekilde davalıya devredildiğini ileri sürerek davalı adına olan trafik tescil işleminin iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı asıl davada, 1197 parsel sayılı taşınmazı üçüncü bir şahıstan satın aldığını, bu taşınmazın mirasbırakanları ile bir ilgisinin olmadığını, diğer 491 ve 568 parsel sayılı taşınmazların ise babası tarafından ...’na satşını onaylamadığı için, bu şahıstan bedelini ödemek sureti ile taşınmazları geri aldığını, birleştirilen davada söz konusu traktörü babasından bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların davalı ile bir ilgisinin olmadığı gerekçesi ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 30.12.2011 tarihinde öldüğü, geriye davacı çocukları ... ve ..., davalı oğlu ... ve dava dışı kızı ...’nin kaldıkları, çekişme konusu 568 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından 08.09.1994 tarihinde satış yolu ile dava dışı ara malik ...’na, ... tarafından da satış suretiyle 12.09.1994 tarihinde davalı ...’ye devredildiği, yine 491 parsel sayılı taşınmaz muris adına kayıtlı iken 28.08.1996 tarihinde ...’na satıldığı, ... tarafından ise 02.10.1996 tarihinde davalı ...’ye devredildiği, diğer dava konusu 1197 parsel sayılı taşınmazın ise davacılardan ... adına kayıtlı iken yetkili vekili muris ... tarafından 02.10.1995 tarihinde satış yolu ile davalıya temlik edildiği, söz konusu taşınmazın murisle ilgisinin olmadığı, birleşen davaya konu edilen traktörle ve devirle ilgili olarak herhangi bir kaydın dosya kapsamında bulunmadığı, mahkemece dosyaya gelen tapu kayıtlarında malikin davalı olarak görünmemesi nedeni ile hususmet yokluğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, çekişme konusu 1197 parsel sayılı taşınmazın muris ile bir ilgisinin olmadığı göz önünde bulundurularak bu parsel bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların bu parsel açısından temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak her ne kadar mahkemece dava konusu 491 ve 568 parsellerin malikinin davalı olmadığı gerekçesi ile husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de noksanın tamamlanması yolu ile getirtilen kayıtlardan söz konusu parsellerin mirasbırakandan dava dışı ...’na, ... tarafından da davalıya temlik edildiği saptanmıştır.
Hal böyle olunca işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, aralarında bağlantı olması nedeniyle davalar birleştirilse dahi, her davanın ayrı olma özelliğini koruduğu gözetilerek birleştirilen dava bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.
Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.