Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9357
Karar No: 2018/96
Karar Tarihi: 15.01.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9357 Esas 2018/96 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/9357 E.  ,  2018/96 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş akdinin haksız nedenle sona erdirildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında davacının ücret tutarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda davacı, davalı işyerinde 14 yıl 9 ay 19 gün süre ile muhasebe elemanı olarak çalışmış olup 20.05.2010 tarihinde iş akdi son bulmuştur. Davacı aylık net 1.050,00 TL ücretle çalıştığını iddia etmiş davalı iş yerinde çalışmış olan davacı tanıklarından ... davacının 1.050,00 TL maaş aldığını, maaşlarının bir kısmının Yapı Kredi Bankasından, geri kalan kısmı da elden aldıklarını, ... davacının tam olarak ne aldığını bilmediğini, ancak 900,00-1.000,00 TL arası maaş aldığını tahmin ettiğini, ... ise maaşlarının asgari ücret olan kısmını bankadan aldıklarını, davacının 1.000,00 TL civarında maaş aldığını tahmin ettiğini beyan etmişler, davalı tanıkları ise davacının ücret seviyesi hakkında beyan vermemişlerdir. Mahkemece yapılan emsal ücret araştırması sonucu; serbest muhasebeci ve mali müşavirler odası işverenin muhasebe şefinin kıdemine mesleki bilgi ve tecrübe ve diğer vasıflarına göre ücretini serbestçe belirlediğini bildirmiştir. Dönemin asgari ücreti brüt 729,00 TL olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının asgari ücret aldığı kabul edilerek dava konusu alacaklar hesaplanmış ise de, tüm dosya kapsamı, davacının görevi, işin niteliği ve kıdemine göre tanık beyanları ile de doğrulandığı üzere davacının net 1.000,00 TL ücretle çalıştığının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozma nedenidir.
    3- Davalı vekili cevap dilekçesini 16.12.2013 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi hukuken mümkün olup, karşı tarafın muvafakatine de ihtiyaç bulunmamaktadır. Ancak dava dilekçesi 25.10.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olup davalı taraf cevap dilekçesini 19.01.2011 tarihinde yasal süresi geçtikten sonra sunmuştur. Bu itibarla süresinde ve usulüne uygun sunulmuş bir cevap dilekçesi sunulmadığından cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla zamanaşımı def"inde bulunulamayacaktır. 26.11.2013 tarihli davacı tarafça verilen ıslah dilekçesi ise davalı tarafa 27.11.2013 tarihli celsede elden verilmiş olup aynı celsede davalı tarafça ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosya içerisinde sadece davaya karşı zamanaşımı itirazına yönelik tek bir dilekçe bulunduğundan davaya karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak alacak kalemleri hesaplanmış ıslaha karşı zamanaşımı itirazı ise dikkate alınmamıştır. Tüm bu hususlar dikkate alınarak Mahkemece yapılacak şey, süresinde verilmeyen cevap dilekçesi ıslah edilemeyeceğinden davalı tarafın sadece ıslaha karşı zamanaşımı def"i değerlendirilerek alacaklar hesap edilip sonucuna göre karar vermektir. Aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir .
    Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi