12. Ceza Dairesi 2020/9750 E. , 2021/3725 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat
talebinin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın
davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahalli Cumhuriyet savcısının 03/03/2016 tarihli dilekçe ile temyiz isteminden vazgeçtiğini belirtmiş olması karşısında, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yönünden TEMYİZ İNCELEMESİ YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,
2- Davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Davacının 20.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece maddi tazminat talebinin reddine, 5.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün gerekçe kısmında tazminat talebinin dayanağı olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/238 Esas - 2014/61 Karar sayılı ceza dosyasının celp edilerek incelendiği belirtilmiş ise de, yerel mahkemenin bahse konu dosyanın incelenmek üzere gönderilmesi talepli müzekkeresi üzerine ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince dosyanın Yargıtayda olduğunun bildirildiği, bunun dışında dosyanın celp edildiğine ve incelendiğine ilişkin herhangi bir yazışma ve tutanak bulunmadığı görülmekle, tazminat talebinin dayanağı olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/238 Esas - 2014/61 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 03/04/2004 tarihinde tutuklandığı, 16/07/2004 tarihinde ise tahliye edildiği, yapılan yargılama sonunda ırza geçme suçundan beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/8878 Esas, 2015/2223 Karar sayılı ilamı ile onanarak 26/02/2015 tarihinde kesinleştiği, davacı hakkındaki tutuklama işleminin 01/06/2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/06/2019 tarih, 2017/12-637 Esas, 2019/473 sayılı kararında da belirtildiği üzere 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olan davaların beraat hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda on yıl, beraat hükmünün kesinleştiğinin tebliğinden veya öğrenilmesinden itibaren ise üç ay içinde açılması gerektiği gözetilerek, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/238 Esas - 2014/61 Karar sayılı ceza dosyası celp edilip incelenerek beraat hükmünün kesinleşme şerhli örneğinin ya da Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2014/8878 Esas, 2015/2223 Karar sayılı onama ilamının davacıya tebliğ edilip edilmediği veya davacının beraat hükmünün kesinleştiğini dosyadan belge almak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediği, dolayısıyla davanın üç aylık sürede açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile ve davanın tutuklama işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK"nın 142/1. maddesinde öngörülen bir yıllık sürede açıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında davacı hakkında düzenlenen tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm tutanak, müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde infaz tarihleri ilgili ceza infaz kurumundan sorularak infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
2- Mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak manevi tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının tutuklu kaldığı sürenin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.