Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/13646 Esas 2017/6350 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... Genel Müdürlüğüne izafeten ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 08/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 6831 sayılı Orman Kanunu"ndan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalılardan ... yönünden husumet nedeni ile reddine, davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; davalılar hakkında kaçak olarak orman emvali kesmeleri nedeniyle suç tutanağı tutulduğunu, davalıların eylemleri nedeniyle ceza mahkemesinde yargılandıklarını ve cezalandırılmalarına karar verildiğini belirterek oluşan idare zararının davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Davalılardan ... davaya cevap vermemiş, davalılardan ... ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; ..."ın köy muhtarı sıfatıyla köy Tüzel Kişiliği adına hareket ettiği, kesim işinin köy camisi yapımı için kararlaştırıldığı, bunun muhtarın idari görevi sırasında ve de görevi gereği yapmış olduğu hizmet olduğu, bu hizmetin ifası sırasında köy muhtarının hizmetten ayrılabilen kişisel bir kusuru bulunmadığı, davalı ... hakkındaki davanın ise bilirkişi tarafından belirtilen miktar üzerinden kısmen kabulüne dair karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davalılardan ... yönünden husumet nedeni ile reddine, davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp; idari yetkilerin kullanılma alanı ile, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, davalılardan ..."da ceza mahkemesinde yargılanmış ve cezalandırılmasına karar verilmiştir. Davalılardan ... ağaçların kesilmesi için ihtiyar heyeti ile birlikte karar aldıklarını beyan etmiş ise de; davalı tarafından dosyaya ibraz edilen karar defterinde bu hususta alınan karar mevcut değildir. Dolayısıyla davaya konu olan kaçak olarak ağaç kesme eylemi idari bir işleme dayanmamaktadır. Bu nedenle dava konusu fiil nedeniyle davalılardan ... da kişisel kusurlu olup adı geçen davalıya da husumet düşer. Davalı ... hakkında kapsam belirlenip oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken davanın husumet nedeni ile reddi doğru değildir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.