Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2209
Karar No: 2018/6920

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/2209 Esas 2018/6920 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/2209 E.  ,  2018/6920 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 2011 yılında yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 2 parsel sayılı 763,42 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ile 105 ada 3 parsel sayılı 513,57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, esas dosyada ve birleşen 2014/184 sayılı dosyada çekişmeli taşınmazlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, üzerinde ve kenarlarında halen ... ağaçları mevcut olup ormandan açıldığını ayrıca 105 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kısmen dere yatağında kaldığını ileri sürerek tespitin iptali ve taşınmazın Hazine adına tapuya tescilini talep etmiş, mahkemece davaların reddine, çekişmeli taşınmazların tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2014/3913 – 5547 ve 3914-5548 sayılı kararlarıyla özetle “Mahkemece çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davalı yararına kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece; öncelikle yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen ilk ... kadastrosu ile daha sonra yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ait tüm tutanak ve haritalar eksiksiz bir biçimde getirilmemiş, bu çalışmalara göre taşınmazın durumu kesin bir biçimde belirlenmemiştir. Taşınmazın bitişiğinde yer alan ve mahkemenin 2013/119 Esas sayılı dosyasında hükme bağlanıp Dairece aynı gün incelemesi yapılan 105 ada 3 sayılı parselin içinde dere bulunduğu anlaşıldığı halde jeolog bilirkişi görüşü alınmamış, her iki parselin de aynı nedenle davalı oldukları gözönünde bulundurularak birlikte değerlendirilmemiş, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen kısıtlamalar yönünden araştırma yapılmamış, zilyetliğin ispatı bakımından yakın tarihli memleket haritaları ile hava fotoğrafları da incelenmemiştir.
    Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek ... mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi, bir tarım uzmanı, bir jeolog ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı ... Kanuna Göre ... Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. lerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile ... kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o 2018/2209 - 2018/6920 esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir. Yapılacak bu uygulama sonucunda taşınmazın ... sayılan yerlerden ya da zilyetlikle kazanılamayacak dere niteliğinde olmadığının belirlenmesi durumunda ise zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı yeterli biçimde araştırılmalıdır.
    Tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescil edilen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı, memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda; mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde; dava konusu taşınmazın ... sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi, bir jeolog ile bir yüksek ... mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır. Bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davalının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davasının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tesbit edilmeli; tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı görülmüştür.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararları sonrası birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda davacı tarafı sübut bulmayan davasının reddi ile; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... /... -... Mevkii, 105 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, birleşen davacı tarafın sabit olan davasının kısmen kabulü ile; dava konusu ... ili, ... ilçesi, .../...-... Mevkii, 105 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın, birleşen 2014/184 Esas sayılı dosya içerisinde bulunan 17.05.2013 tarihli bilirkişi raporunun eki olarak 2018/2209 - 2018/6920 kadastro teknikeri ... tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen 247.12 m2"lik bölümünün tespit gibi tesciline, (B) harfi ile gösterilen 266.45 m2"lik bölümünün ise, 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereğince dere vasfıyla tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş; hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk kez 1948 yılında yapılıp kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1974 yılında 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 30/09/1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. 1984 yılında ise evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamaları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup herhangi bir nedenle ... sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulamaları yapılmış; sonuçları 29/01/1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece çekişmeli 2 parsel sayılı taşınmaz ile 3 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünde davalı gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddi ile tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de, taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu ile tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumu incelenmemiş, taşınmazda davalı gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşulunun oluşup oluşmadığı ve taşınmazların dere yatağında kalıp kalmadığı bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    O halde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş ... kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar 2018/2209 - 2018/6920 başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2 parsel sayılı taşınmaz ile 3 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden BOZULMASINA 30/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi