21. Hukuk Dairesi 2016/5562 E. , 2017/8761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01/10/1981 olarak tespiti ile 16/02/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan deliller ile hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/10/1982 tarihi olduğunun tespiti ile tahsis talep tarihi olan 16.02.2012 tarihini izleyen aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının 01/10/1981 tarihinde bir gün süreyle asgari ücretle 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak çalıştığının tespitine, 506 sayılı Yasanın 60-G maddesine göre davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 01/01/1984 tarihi olduğunun ve 01/10/1981 tarihindeki 1 günlük çalışmasına ait primlerinin prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerektiğinin tespitine, davacıya talep tarihi olan 16/02/2012 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
506 sayılı Kanun"un 60/G maddesine göre "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."
506 sayılı Kanun"un Geçici 54.maddesine göre "01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmü uygulanmaz."
5510 sayılı Kanun"un 38/2.maddesine göre "Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir." .../...
5510 sayılı Kanun"un, 506 sayılı Kanun"a ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen Geçici 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01.10.1981 tarihli işe giriş bilidrigesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde işe giriş bildirgesinin düzenlendiği aynı işverenlikçe 07.07.1982 tarihinden itibaren bir kısım hizmetlerin bildirildiği, davacının 07.07.1982-15.02.2012 tarihleri arasında toplam 6752 primi ödenmiş gün sayısının bulunduğu, davacının 16.02.2012 tarihinde yaşlılık aylığı için tahsis talebinde bulunduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda dava dışı işyerinin bordrolu tanıklarının dinlendiği, anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemi hakkında kurulan hüküm yerinde ise de 01.01.1966 doğum tarihli olan davacının, tahsis talep tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmadığı tarih olan 01.10.1981 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınarak 25 yıl sigortalılık süresi, 46 yaş, 5075 primi ödenmiş gün sayısı olan yaşlılık aylığı koşulları ile durumunun değerlendirilmesi ile kurulan hüküm hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme neticesi kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 02.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...