21. Hukuk Dairesi 2016/7901 E. , 2017/8758 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, babasından aldığı yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaliyle tekrar bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline, tahsil edilen aylıkların iadesine, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacı hak sahibi kız çocuğunun hem eşinden, hem de babasından dolayı ölüm aylığı almakta iken kesilen yetim aylığının yeniden bağlanması ile kesintiden itibaren ödenmeyen maaşların tespiti, biriken maaşlarının kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile iadesi, babasından dolayı almakta olduğu yetim maaşlarından dolayı, geriye dönük olarak eşten alınan maaşlardan kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen 12.000,00 TL"nin kesinti tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan eşinin 02/09/1969 tarihinde vefat ettiği, 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babasının 11/02/1983 tarihinde vefat ettiği, davacıya hem müteveffa sigortalı eşinden dolayı hem müteveffa sigortalı babasından 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı bağlandığı, babasına ait ölüm aylığı tahsis dosyasında ayrıca 01/09/1983 tarihli beyan ve taahhüt belgesinin bulunduğu, Kurum"un 29/11/2004 tarihli yazısı ile davacının babasından dolayı almış olduğu aylık tahsis dosyasından gelire girdiği tarih itibariyle borç kaydedildiği belirtilerek, 165.000.000 TL yersiz aylık ödemesi borcunun bulunduğunu, bu borç nedeniyle 2004/12. ayından itibaren eşinden dolayı almış olduğu aylıktan kesinti yapılacağının davacıya bildirildiği, Kurum"un cevabî yazısı ile bu borcun 19/12/2004-18/06/2011 tarihleri arasında ayda 165 TL kesilerek tahsil olunduğunun Mahkemeye bildirildiği ve kesinti miktarlarını gösteren tablonun yazı ekinde sunulduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hem eşinin ölümü nedeniyle 506 sayılı Yasa kapsamında hem anne ve babasının ölümü nedeniyle 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı almakta iken davalı Kurum"un davacının anne veya babasının ölümü nedeniyle 506 sayılı Yasa kapsamında aldığı ölüm aylığını kesmesi ve borç çıkartma işleminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun"un "Eş ve Çocuklara Aylık Bağlanması" başlığını taşıyan 68. maddesi ile aynı Kanun"un Geçici 91.maddesidir. Eş ve çocuklara ölen eş veya anne veya babanın sigortalılığından yararlanmak suretiyle hangi esaslara göre ölüm aylığı bağlanacağı, aylığın oranının ne olacağı ile Kurum tarafından hangi hallerde kız çocuklarına bağlanan ölüm aylığın kesileceği bu maddeler ile düzenlenmiştir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 68. maddesinin 29.07.2003 tarihli ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesi ile “(Değişik: 21/6/1973-1753/2 md.) Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır.
I–Ölen sigortalının 67 nci Madde gereğince tespit edilecek aylığının;
A) (Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Dul eşine % 50"si, aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşine %75"i,
B) (Mülga: 20/3/1985-3168/6 md.)
C) Çocuklardan:
a) 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malûl bulunan ve tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan (...) çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine % 25"i,
b)(a) fıkrasında belirtilen ve sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan yahut sigortalı babanın ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber anaları sonradan evlenenlerin her birine % 50"si, oranında aylık bağlanır.
Sigortalının ölüm tarihinde 18 veya 20 yaşını doldurmuş olup, aylığa hak kazanmamış durumda olan erkek çocuklar, sonradan öğrenim yaparlarsa (a) fıkrasındaki haklardan yararlanırlar.
II–Sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocukları ile, sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.
III–Hak sahibi eş ve çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahibi kimselerin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.
IV–Sigortalının erkek çocuklarına bağlanan aylıklar, çocuğun 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar devam eder. Çalışamayacak durumda malûl olan erkek çocukların aylıkları bu yaşlara vardıktan sonra da kesilmez. Ancak aylığı kesilen erkek çocuklardan sonradan çalışamayacak durumda malûl olanlara, Sosyal Sigortaya yahut tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almamaları şartiyle malullük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takibeden aybaşından itibaren yeniden aylık bağlanır. 101 inci Madde hükmü saklıdır.
V-(Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Sigortalının dul eşi evlenirse aylığı kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan evlenme son bulunca aylık yeniden bağlanır. Sonraki eşinden de aylık almaya hak kazanan dul eşe bu aylıklardan fazla olanı ödenir.
VI–Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir” yeniden düzenlenmiştir.
Bu aşamada, aylık kesme nedenlerinin genişletilmesinden kaynaklanan sıkıntıların giderilebilmesi amacıyla kanun koyucu tarafından 09.07.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5386 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 506 sayılı Kanuna Geçici 91. madde eklenmiştir. 506 sayılı Kanun"un Geçici 91. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları “6.8.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır. Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir” şeklinde düzenlenmiş iken son fıkrası “Bu Maddenin birinci ve ikinci fıkrası gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken şartları, ilk kez veya yeniden 6.8.2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usûllerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır. Bu maddenin altıncı fıkra hükmü 31.12.2005 tarihine kadar uygulanır” hükmünü içermektedir.
Geçici 91. madde ile getirilen düzenleme ile 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylıkların; bunların evlenmeleri, tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmayacağı, diğer bir ifade ile “kendi çalışmaları” dışında diğer sosyal güvenlik kurumlarından gelir veya aylık almaları halinde kesilmeyeceği öngörülmüştür.
“Geçici 91. madde ile 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi olan kız çocuklarının kendi çalışmaları dışında isteğe bağlı sigortalı olarak veya hak sahibi olarak gelir veya aylık almaları halinde önceden aldıkları ölüm geliri veya aylığın kesilmesini önlemek, 5510 sayılı Kanun"un düzenlemesine kadar gelir/aylık almalarını devam ettirmek ve gelir/aylık kesilmişse istirdadını engellemek ve 506 sayılı Kanunun 68. maddesi ile ilgili farklı uygulamaları gidermek amaçlanmıştır.
02.07.1973 tarihinde 1753 sayılı Kanun ile getirilen 506 sayılı Kanunun 68. maddesinde düzenlenen“evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir” hükmü aynı Kanunun Geçici 91. maddesi ile yürürlükten kalkmamış olup uygulanmaya devam etmiştir. 02.07.1973 tarihinden sonra 506 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla hem eşten hem de ana/babadan gelir veya aylığın ikisi bir arada alınamayacak ve hak sahibi aksini talep etmediği sürece bu ölüm aylıklarından fazla olanı ödenecektir. Kaldı ki 5510 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında kazanılmış haktan da söz etmek mümkün değildir.” ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na ait 19.04.2017 tarih ve 2016/10-2340 Esas ve 2017/850 Karar no lu ilamı )
Somut olayda; Mahkeme"nin 506 sayılı Yasa"nın 68. (5510 sayılı Yasa"nın 54/5.) maddelerini göz ardı ederek davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurması isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.