15. Hukuk Dairesi 2020/615 E. , 2020/1269 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, davalı yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın davalının dava tarihinden önce ölmesi nedeni ile reddine, davalı ... hakkında açılan davanın ise esastan reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamındaki beyanlardan davalılar ile dava dışı arsa sahipleri arasında 07.01.2005 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır.
Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde arsa sahiplerinin temel borcu, üzerine bina yapılacak arsayı hukuki ayıptan ari olarak yükleniciye teslim etmek, yüklenicinin temel borcu ise, arsa sahiplerine ait arazi üzerinde amaca, sözleşmeye ve fen ve sanat kurallarına uygun bir yapı meydana getirerek arsa sahiplerine teslim etmektir. Kuşkusuz teslimden sonra yüklenicinin borcu ayıba karşı tekeffül borcu olarak devam eder. Diğer taraftan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde meydana getirilen esere karşılık yükleniciye eser bedeli yapının bağımsız bölümlerindeki devri kararlaştırılan arsa paylarının temliki suretiyle ödenir.
Yüklenici hak kazanacağı bağımsız bölümlerin tapusunu doğrudan arsa sahiplerinden talep edebileceği gibi şahsi hakkını üçüncü kişilere de devredebilir. Borçlar Kanunu"nun 162. maddesi hükmünce sözleşmede yasaklanmadığı veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadığı sürece yüklenici üçüncü kişilere yasanın 163. maddesi gereği yazılı olmak koşuluyla şahsi hakkı devredebilir. Somut olayda, davacının dayandığı 14.06.2007 günlü temlik sözleşmesi istemin ileri sürülmesi için yeterli ve geçerlidir.
Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinden kaynaklanan bu tür uyuşmazlıklarda, yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişinin satışa ilişkin iddiasını yükleniciye karşı, temellük edilen şahsi hakkın kazanıldığı iddiasını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmelidir. Çünkü, tescile ancak yüklenicinin arsa sahiplerine karşı edimlerini bütünüyle yerine getirmesi halinde karar verilebilir. O yüzden davada 07.01.2005 günlü sözleşmenin arsa sahibi olan taraflarının da yer almaları, onların savunma ve delillerinin de toplanması zorunludur. Mahkemece, taraf teşkili tamamlanmadan çekişmenin esasının incelenmesi de doğru değildir.
Öte yandan davalı ...’in dava tarihinden önce ölmüş olması nedeni ile hakkında açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi doğru ise de 04.05.1978 tarih ve 1978/4 Esas, 1978/5 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında; ölen bir kimse hakkında açılan davaya bakılmasına, davacı tarafın isteği üzerine mirasçılarının duruşmaya davalı olarak çağrılmalarına, yahut ıslah yolu ile kendilerinin davalı sayılmasına mevzuatımızın yer vermediği, bu nedenlerle mirasçılar hakkında ayrı bir dava açılmasının zorunlu olduğu, hak aramak durumunda bulunan davacının davasını açarken davalı olarak gösterdiği kimsenin hayatta olup olmadığını özenle araştırmasının ödevi olduğu belirtildiğinden mahkemece davacıya davalı ...’in mirasçılarına karşı dava açmak ve açılan davayı incelenen dosya ile birleştirmek için süre verilmeden karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; Beyoğlu 40. Noterliği’nin 5708 yevmiye nolu, 07.01.2005 tarihli satış vaadi ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ibraz ettirilip arsa sahibi olan dava dışı kişilerin davaya katılmaları ve davacıya ölü Azem Çelik’in mirasçıları hakkında dava açmak ve bu dosya ile birleştirmek sureti ile taraf teşkilinin sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra esas hakkında karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece eksik taraf teşkili ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacının diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.