Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9730
Karar No: 2018/60
Karar Tarihi: 15.01.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9730 Esas 2018/60 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/9730 E.  ,  2018/60 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı, davalı ..."na bağlı ... Devlet Hastanesinde ihale ile temizlik hizmeti alınan davalı alt işveren şirket nezdinde temizlik işçisi olarak 01/01/1990-31/12/2009 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iş akdinin davalı firma tarafından temizlik ihalesinin tekrar alınamaması sebebi ile feshedildiğini, feshin haksız olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi, yol gideri, yıllık ücretli izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı ... vekili husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
    Davalı şirket ise, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, ancak bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesine karşı yazılı beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    1.Taraflar arasında zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
    Somut olayda, davacı davasını 05.01.2015 tarihinde ıslah etmiştir. Davalı asıl işveren ... vekiline ıslah dilekçesi 12.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı asıl işveren tarafından 14.01.2015 tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı defi ile sürülmüştür. Mahkemece, ıslaha karşı zamanaşımı savunması nedeniyle her iki davalı bakımından da ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının zamanaşımına uğradığı kabul edilmiş ise de; davalı alt işveren ... Taahhüd A.Ş. tarafından ıslaha karşı yapılan bir zamanaşımı savunması bulunmamaktadır. Zira davalı alt işverene de ıslah dilekçesi 14.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu tarihten sonra davalı alt işveren tarafından ibraz edilen 21.01.2015 tarihli dilekçede zamanaşımı defi yer almamaktadır. Hal böyle olmakla birlikte, temyiz edenin sıfatı ve temyiz nedenlerine göre bu husus bozma sebebi yapılmamıştır. Ancak mahkemece yıllık ücretli izin alacağının hesabında davalı asıl işverenin ıslaha karşı zamanaşımı defi dikkate alınmamıştır. Davalı ... asıl işveren olup sorumluluğu alt işverenin sorumluluğu ile sınırlıdır. Dolayısıyla alt işveren tarafından süresinde ıslaha karşı zamanaşımı savunması yapılmadıkça asıl işverenin yapmış olduğu zamanaşımı savunmasının alt işveren davalı ...Ş."ye sirayet etmesi mümkün değildir. Bu itibarla davalı asıl işveren tarafından yapılan zamanaşımı itirazının sadece kendisi bakımından sonuç doğuracağı da gözetilerek, yıllık izin ücreti alacağı bakımından ıslah zamanaşımına uğrayan miktarın gözönünde bulundurularak ilgili alacağın hüküm altına alınması gerekirken bu hususa dikkat edilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı Kanun ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, prim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, Mahkemece davalılar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği isabetle tespit olunmasına karşın, gerekçeli kararın hüküm kısmının 1 numaralı bendinde davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluğuna yer verilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Taah. A.Ş."ne iadesine, 15/01/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi