(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2014/16760 E. , 2014/22634 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı Türkiye ... Kurumu Genel Müdürlüğü vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-6100 sayılı HMK"nun geçici 3.madde 1.fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2.fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK"nun 427/2.maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra(inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında “5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK"nun 427. maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
2014 yılında mahkemelerce verilen kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 1.890,00 TL."sını geçmesi gerekir.
Somut olayda temyize konu edilen miktar davalı yönünden bu rakamın altında olup karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalı TTK’nın temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Davacı, davalı şirkete bağlı olarak davalı idareye ait kömür ocağında davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.ye bağlı işçi olarak çalıştığını, iş akdini, ücretinin zamanında ve doğru olarak ödenmemesi nedeniyle bir grup işçi ile birlikte haklı nedenle feshettiklerinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı Türkiye ... Kurumu, kendisinin ihale makamı olduğunu, davacı ile arasında iş akdinin bulunmadığını bu nedenle alacaklarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş., davacının iş akdini kendisinin feshettiğini feshin haklı nedene dayanmadığını, bu nedenle kıdem tazminatını hak etmediğini, işyerinde 3’lü mesai uygulanması nedeniyle fazla mesai yapılmasının mümkün olmadığını, diğer alacaklarının tamamen ödendiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iş akdinin davacılar tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve yapıyorsa ne kadar fazla mesai yaptığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
HMK "nun 26. Maddesine göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde hafta tatili
ücreti talebi olmadığı halde, mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından, davacının fazla mesai hesabı yapılırken, davacının 3"lü vardiya sistemine göre çalıştığı ancak, 08.00-16.00 vardiyasında çalıştığı zamanlar haftanın 6 günü 2 saat fazla çalıştığı bu nedenle 3 haftada bir hafta, 08.00-18.00 saatleri arasında 10 saat çalışıp 1 saat ara dinlenmesi kullandığını bu nedenle günlük mesaisinin 9 saat ve haftalık mesainin de 54 saat olduğunu, diğer haftalarda 45 saat ve ayda iki pazar çalışması nedeniyle de 7,5 saat çalışması nedeniyle 3 haftada 151,5 saat çalıştığını, bunun 3’e bölünmesi sonucunda haftalık 50,5 saat çalıştığını ve haftalık fazla mesainin 5,5 saat olduğu kabulüyle hesaplama yapmış ve mahkemece de bu rapor hükme esas alınmıştır. Ancak bu hesaplama taleple bağlılık ilkesine aykırı olmuştur. Bu nedenle, davacının hafta tatili talebinin olmaması nedeniyle, fazla mesai hesabında ayda iki pazar hafta tatili çalışmasının katılması mümkün değildir.
Ayrıca, işyerinde denkleştirme usulünün uygulandığına dair dosyada beyan ve bilgi bulunmadığından 3 haftanın hesabının ortak yapılıp sonrada 3’e bölünmesi usulü de hatalı bir usuldür.
Yüksek Yargıtay’ın bir çok kararında Kasmet İnş. San. ve Tic. A.Ş.ye bağlı işçilerin fazla mesai yapıp yapmadığına dair birbiri ile çelişkili karar ortaya çıktığı gözlenmiştir. Bu karmaşanın giderilmesi için dosya içeriğine ve dinlenilen tanık beyanlarına göre bir belirleme yapılması gerekli olmuştur. Dosya içeriğinden işyerinde, davacının 3’lü vardiya sistemine göre çalıştığı, ancak sadece gündüz vardiyasında yani 08.00- 16.00 vardiyasında her gün 2 saat fazla çalıştığı, bu nedenle günlük mesainin 10 saat olduğu ve bundan 1 saat ara dinlenmesinin düşülmesi ile 6 günlük çalışmasının 54 saat olduğu ve bundan haftalık yasal çalışma süresi olan 45 saatin çıkarılması sonucunda haftalık fazla mesaisinin 9 saat olduğu ve davacının yılda en fazla 17 hafta fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, bu hususları gözönünde tutarak fazla mesai hesabının yapılmasını sağlamak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle, BOZULMASINA, davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ve davalı Türkiye ... Kurumu Genel Müdürlüğü"ne iadesine, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.