Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2997
Karar No: 2019/5924
Karar Tarihi: 04.07.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/2997 Esas 2019/5924 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan cenaze yardımı nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesi talebiyle açılmıştır. İlk kararda davacının talebi kabul edilmiş ve alacaklarının PSD'li gelir için onay tarihi olan 01/04/2008 tarihinden itibaren, cenaze yardımı yönünden ise ödeme tarihi olan 13/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine hükmedilmiştir. Ancak, gerekçeli kararda ve kısa kararda taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar konusunda birbiriyle çelişen ibareler olması, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması ve mahkemece infaza elverişli hüküm kurulmaması yönünden hüküm bozulmuştur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. ve 389. maddelerinde hüküm sonucu kısmında, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve hakların gayet sarih ve açık yazılması gerekliliği belirtilmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2017/2997 E.  ,  2019/5924 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Davacı, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan cenaze yardımı nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
    Hükmün, davacı kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, iş kazası sonucu vefat eden sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan yardımların tahsilini talep etmiş, mahkemece, kısa kararda “Gerekçesi daha sonra açıklanacağı üzere;1-Davacının davasının kabulü ile 3.000,00 TL alacağın PSD"li gelir için onay tarihi olan 01/04/2008 tarihinden itibaren, cenaze yardımı yönünden ise ödeme tarihi olan 13/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine,
    2-Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine” dair hüküm kurulmuş iken, gerekçeli kararın hüküm kısmında “Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere alılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine” dair hüküm kurulması; bu haliyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmuştur.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. maddesinde “Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmesine, 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır.” hükmünün öngörülmesine rağmen, kısa kararda ve gerekçeli kararda, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar konusunda birbiriyle çelişen ibarelere yer verilerek, anılan Yasanın amir hükümlerine aykırı olarak, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece, infazda esas alınabilecek yeni bir karar verilmesi yasal zorunluluğu ortadayken, mahkemece, infaza elverişli hüküm kurulmaması yönünden; kısa karar ile gerekçeli karar arasında infazda tereddüt doğuracak şekilde farklılık yaratılması isabetsizdir.
    O hâlde, taraf avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi