14. Hukuk Dairesi 2018/1815 E. , 2018/6502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.08.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.10.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 280 ada 23 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini beyan ederek fiili taksime göre ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini savunmuştur.
Mahkemece, ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine dair verilen ilk kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.12.2013 tarih 2013/13360 E-15565 K sayılı ilamıyla “Somut olayda, taraflar uzun yıllardan beri aralarında oluşan fiili duruma göre aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini istemişlerdir. Mahkemece, kısmen fiili kullanıma uygun olarak aynen taksim kararı verilmiş, davalının kullandığı yerde kalan "J" harfi ile işaretli parselin alansal eşitliğin sağlanması için davacı adına tescili suretiyle aynen taksime karar verilmiştir. Hükme esas alınan 19.07.2010 havale tarihli ifraz projesine göre aynen taksim kararı verilebilmesi için paylar oranında alansal eşitliğin sağlanması yanında ifraz sonucu oluşan parsellerin ekonomik değerleri belirlenerek ekonomik olarak da denklik sağlanmalıdır. 4721 sayılı TMK 699. maddesine göre de bölünen parçaların değerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki paya para (ivaz) eklenerek denkleştirmenin sağlanması gerekir. Mahkemece, bu husus araştırılmadan ivaz ilavesi gerekip gerekmediği tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, onay makamı tarafından "A"ve "D" harfleri ile gösterilen parsellerin şuyulandırılması şartıyla aynen taksimin mümkün olduğu belirtildiğinden bu hususun da gözetilerek hüküm kurulması gerekir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüyle; dava konusu taşınmazın 20/09/2016 hakim havale tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilen ifraz projesine istinaden aynen taksiminin yapılmasına, aynen taksim sonucunda oluşan parsellerden ifraz projesinde "A, B, C ve D" harfi ile gösterilen yerin davalı ...’a "E ve F" harfi ile gösterilen yerin davacı ..."a verilmesine, davacı ve davalı tarafa verilen yerler arasında ivaz farkı bulunduğundan bedellerin denkleştirilmesi amacıyla 03/06/2017 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda 35.476,25 TL"lik ivaz farkının davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili bu şekilde bir pay denkleşmesine rızaları olmadığını beyan ederek temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Somut olayda; davalı vekili, temyiz dilekçesinde bu şekilde pay denkleştirmesine muvafakatlerinin olmadığını bildirmiştir. Bu halde ifraz projesine kimlere nerelerin verileceği, paydaşlar aralarında anlaşma olmadığından hakim huzurunda kura çekilmek suretiyle belirlenmelidir.
Ayrıca, çekilecek kura sonucunda kendisine daha kıymetli taşınmaz isabet eden tarafa ivaz bedeli farkını hükümden önce depo etmesi için kesin süre verilmeli, depo edildiği takdirde taksim suretiyle ortaklık giderilmeli, depo edilmediği takdirde aynı hak karşı tarafa tanınmalı, her iki tarafın da ivaz bedelini kesin süre içerisinde depo etmemesi durumunda ise satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmelidir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.