17. Hukuk Dairesi 2016/19514 E. , 2019/7426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ..."ın 13/12/2014 günü kendi sevk ve idaresindeki motosiklet ile geçirdiği tek taraflı ölümlü trafik kazasında vefat ettiğini, söz konusu aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile herhangi bir sigorta şirketi nezdinde sigortalı olmadığını, bu sebeple meydana gelen kazada oluşan zararın tazmininin davalı tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini beyanla HMK"nun 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL"nin olay tarihinden itibaren başlayacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, trafik kazasında ölen sürücünün kusuru nedeniyle mirasçısı olarak tekrar davacılara rücu edileceğinden, alacaklı ve borçlu sıfatı TBK 135.maddesi gereğince davacılarda birleşmiş olacağından, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyiz isteminin kararın kesin olması nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Bilindiği üzere "belirsiz alacak davası" 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ile düzenlenmiş olup, yasanın 107/1.maddesinde, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacılar vekilinin dava dilekçesinde HMK 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmış olduklarını belirtmiş olmasına göre, davacılar vekilinin temyiz talebinin reddine dair ek karara yönelik temyizinin kabulü ile ek kararın bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesin de;
Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların üçüncü şahıs sıfatı ile talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı, Güvence Hesabının sorumluluğunda olmasına karşın, Güvence Hesabının tazminat ödedikten sonra başvuru sahiplerinin kazaya kusuru ile sebep olan sürücünün mirasçıları sıfatı ile rücu etme hakkına sahip olması sebebi ile alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği, BK 135. madde gereğince borcu sona erdiren sebeplerin gerçekleştiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Güvence Hesabının, hukuken ödediği tazminatı zarara kusuru ile sebebiyet veren başvuru sahiplerinin murisine, dolayısı ile mirasçıları olan başvuru sahiplerine rücu etmekle mükellef olduğu, bu nedenle de alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu olayda, BK 135. madde anlamında alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleştiğinden söz edilemez.
Mahkemece, davacıların kazada hayatını kaybeden araç sürücüsünün desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları değerlendirilerek, destekten yoksun kaldıklarının kabulü halinde, ... karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkemece verilen temyiz isteminin reddine dair ek kararın KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.