23. Hukuk Dairesi 2016/1795 E. , 2017/2410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat, alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2012/130 E. Sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2005/194 E. sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen 2012/130 E. davada davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili avukat ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı kooperatif vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacılar vekili, taraflar arasında 14.01.1993 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenici kooperatifin sözleşmeye ve eki olan yerleşim planına aykırı olarak arsa sahibi müvekkillerine ait olan D bloğun hemen önüne arıtma tesisi inşaa ettiğini, bu tesisin gürültü ve kokusuyla konutlarda oturanlara rahatsızlık verecek nitelikte olduğunu, öte yandan işin sözleşmede kararlaştırılan sürede ifa edilmediğini, eksik ve ayıplı işler bulunduğunu ileri sürerek, arıtma tesisinin bulunduğu yerden sökülerek site sakinlerini rahatsız etmeyecek bir yere taşınması suretiyle taraflar arasındaki mu’arazanın gidirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde müvekkillerinin, kendilerine isabet eden 21 daire yönünden, bu nedenle uğradıkları zararlar için 4.000,00 TL’nin tahsilini, bunun yanında, eksik ve ayıplı işler yönünden 1.000,00 TL’nin ve 1.000,00 TL kira bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş, bozmadan sonra açtıkları birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/130 E. sayılı ek davasında ise, asıl davada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, arıtma tesisinden kaynaklı değer kaybı yönünden 80.500,00 TL’nin, eksik ve ayıplı işler yönünden 167.000,00 TL’nin, kira bedeli yönünden 206.190,80 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/194 E. sayılı davasında, davacı kooperatif vekili, müvekkili kooperatifçe bir takım ek imalatlar yapıldığını, davalı arsa sahiplerinin bu ek imalatlar nedeniyle paylarına düşen bedeli ödemediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada arıtma tesisinin kaldırılması talebinin reddine, bu tesis yerleşim planına aykırı yapıldığından davacılara ait 6 adet dairede değer kaybı meydana geldiği, bu nedenle 4.000,00 TL’nin, yine davacılara ait 21 dairedeki eksik ve ayıplı işler için 1.000,00 TL’nin ve 1.000,00 TL kira bedelinin davalı kooperatiften tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13.04.2011 tarihli ilamı ile taraflar yararına bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen 2012/130 E. sayılı davaların kısmen kabulü ile, arıtma tesisinin bulunduğu yerden kaldırılması talebinin reddine, bu tesisini
yerleşim planına aykırı yapılması nedeniyle davacılara ait 13 adet dairede meydana gelen 84.500,00 TL tutarındaki değer kaybının 4.000,00 TL’nin asıl dava (12.07.2004), 80.500,00 TL’sinin birleşen dava tarihinden (22.05.2012) itibaren, davacılara ait 21 dairedeki eksik ve ayıplar işlerin karşılığı olan 168.000,00 TL’nin, 1.000,00 TL’sinin asıl dava, 167.000,00 TL’sinin birleşen dava tarihinden itibaren, kira kaybı tutarı olan 26.210,90 TL’nin, 1.000,00 TL’sinin dava, 25.210,00 TL’sinin birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili ile davacılara ödenmesine, yüklenici kooperatif tarafından açılan birleşen 2005/194 E. sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen 2012/130 E. sayılı davalarda davacı arsa sahipleri vekili, kira kaybına ilişkin olarak verilen hüküm yönünden temyiz etmiştir.
1-Asıl ve birleşen 2012/130 E. sayılı davalar, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı (kira kaybı tazminatı) alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemenin 16.07.2009 tarihli ilk kararında, asıl davada, 20.01.2009 tarihli bilirkişi raporuna dayalı olarak, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre işin 01.01.1997 tarihinde teslimi gerektiği, ancak yaz aylarında inşaat faaliyetlerinin yasaklanması nedeniyle çalışılamayan süreler de eklendiğinde, işin teslimi gereken tarihin 01.10.2000 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarihte teslimin gerçekleşmediği, bu durumda, 01.10.2000 tarihi ile 01.12.2003 tarihi arasındaki döneme ilişkin kira kaybı tutarının 21 daire için aylık 89,94 TL üzerinden toplam 71.772,12 TL olduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak 6.000,00 TL"nin davalı yükleniciden tahsiline hükmedilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 13.04.2011 tarihli bozma ilamında tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, bozma ilamının 5. bendinde, taraflar arasındaki sözleşmede yaz aylarındaki inşaat yasağının çalışılamayan günler arasında gösterilmediği, bu durumda, sözleşmenin akdedildiği 14.01.1993 tarihi itibariyle, o yörede inşaat yasağı uygulanıp uygulanmadığı resmi mercilerden sorularak, bu yasağın sözleşme tarihinde varlığı halinde, konusunda uzman olan yüklenicinin bu yasağı bilmesi gerektiği gözönünde bulundurularak, kira kaybının 01.01.1997 tarihinden başlatılması, sonradan konulması halindeyse yasağın konulduğu tarihten sonra uygulanmış günler varsa bu günlerin teslim süresine eklenmesi suretiyle bulunacak tarihten itibaren kira kaybı hesaplanması gerektiği belirtilerek, davacı arsa sahipleri yararına bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında yapılan araştırmada, söz konusu yasağın sözleşmenin akdedildiği tarihi itibariyle mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre, mahkemece, bozma ilamına uyulmakla davacı arsa sahipleri yararına usuli muktesap hak oluştuğu gözetilerek, 01.01.1997 tarihinden 01.12.2003 tarihine kadar kira kaybı hesaplanması gerekirken, 18.11.1997 tarihine kadar kira kaybı hesaplanması hatalı olmuştur.
2-Birleşen 2012/130 E. sayılı dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 355. vd. maddelerinde yer alan eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda yüklenici borçlu temerrüdüne düşer ve arsa sahibinin anılan Yasa"nın 106/2. maddesince seçimlik hakkı doğar.
Kira tazminatında zamanaşımı süresi bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlar. O halde arsa sahibi teslim edilmesi gereken tarihteki gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğine göre her geçen ay zararı o ayın sona ermesiyle istenebilir (muaccel) hale gelir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 13.03.2014 gün 2013/8510 E: 1907 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.
Davacı arsa sahipleri, dosya kapsamında alınan 14.05.2012 tarihli bilirkişi raporuna dayalı olarak, 12.05.2012 tarihinde birleşen 2012/130 E. sayılı davayı açmışlardır. Anılan raporda 01.01.1997 tarihinden 01.12.2003 tarihine kadar kira bedeli hesaplanmıştır. Davalı yüklenici bu davaya karşı süresinde zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Mahkemece, birleşen davada davalı yüklenici vekilinin zamanaşımı def"inin yukarıda yapılan açıklamalar dikkate
alınarak değerlendirilmesi gerekirken, bu hususta yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi de kabul şekli itibariyle isabetsiz olmuştur.
Bu durumda, mahkemece, 01.01.1997 tarihinden 01.12.2003 tarihine kadar 21 daire için aylık 89,94 TL üzerinden kira kaybı hesabı yapılarak, asıl dava yönünden talebe göre hüküm kurulması, birleşen 2012/130 E. sayılı dava yönünden ise açıklamalar dikkate alınarak davalı yüklenicinin zamanaşımı def"inin değerlendirilmesi ve nihayetinde 13.05.2015 tarihli hükmün davalı yüklenici tarafından temyiz edilmediği nazara alınıp, davacı arsa sahipleri yararına bu nedenle oluşan usuli müktesap haklar da gözetilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen 2012/130 E. sayılı davalarda davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.