3. Hukuk Dairesi 2016/15397 E. , 2018/3318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı ..."nın babası ile ortak olduğu şirkete kredi olması için davacının ziynetlerini bozdurduğunu, davalı ... ve müvekkilinin evliliği süresince babası ..."nin mülkü olan evde vakit geçirdiğini, sadece yatmadan yatmaya tarafların evlerine geldiğini, evden ayrılırken müvekkiline ait olan 45990 TL"lik ziynet eşyası ile 5730 TL"lik çeyiz eşyalarının davalı tarafta kaldığını, toplam bedellerinin 51720 TL ettiğini belirterek, eşyaların aynının, olmadığı takdirde bedellerinin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili ..."nin taraflar ile birlikte yaşadığı ev içinde ev eşyaları ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını, sadece evin maliki olduğunu, taraflarla evinin ayrı olduğunu, kendisinin eşyaların ve ziynetlerin adedini dahi bilmediğini, ziynetlerini almadığı gibi şirket için de satmadığını, ziynetlerin davacı tarafından evden giderken götürüldüğünü, davalı ..."da ziynet eşyası bulunmadığını belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davacı tanıkların beyanı, boşanma davasındaki maddi kabul ile yerleşik kültür tarafların bulunduğu kapalı toplum yapısı, geniş aile modeli, yetişme şekli, eğitim durumu ile yerel örf ve adet dikkate alındığında mahkemece kabul edilen ziynetlerin tamamının davalılarda kaldığı, keza davacının evden ayrılma şekline göre ziynetlerini götürmüş olmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, çeyiz eşyalarının da davalılar tarafından davacıya teslim edilmiş olması gerekçesiyle eşya alacağı yönünden dava konusuz kalmış olduğundan bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, davacının ziynet alacağı davasının davalılar ... ve ... yönünden kısmen kabulü ile, davalılarda bulunduğu ve davacıya ait olduğu tespit edilen, 1 adet 22 ayar 35 gr lık altın set takımı bedeli 3000 TL, 2 adet 14 ayar 14 gr altın bileklik, bedeli 2000 TL, 1 adet 22 ayar 36 gr altın beşi birlik (ata beşli ) bedeli 3100 TL, 1 adet 14 ayar 25 gr altın 1 m zincir bedeli 2000 TL, 8 adet 22 ayar 17,5 gr altın büyük döğme (tam altın) bedeli 11760 TL, 8 adet 7 gr 22 ayar küçük döğme altın (cumhuriyet altını ) bedeli 4720 TL, 10 adet 22 ayar 22 gr altın bilezik bedeli 18260,00 TL, 3 adet 14 ayar 3 gr altın yüzük bedeli 756,00 TL, 1 adet 14 ayar 2 gr altın yüzük bedeli 168,00 TL olarak belirlenen ziynetlerin aynen olmadığı takdirde, tespit edilen bedellerinin dava tarihi olan 29.09.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı ..."e karşı açılan ziynet eşyası davası yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Dava; ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır.
Eldeki davada davacı kadın, düğünden sonra ziynetlerini davalı koca ..."nın, babası ... ile ortak olduğu işyeri için kendisinden alarak bozdurduğunu, evlilikleri boyunca davalı ..."nin evinde kalınarak müşterek haneye sadece gece yatmak için gidildiğini, müşterek evden rızası olmaksızın çıkarıldığını iddia etmiştir.
Bu bağlamda, kadının, dava konusu ziynetlerin varlığını ve evlilik birliği içinde davalılar tarafından elinden zorla alındığını ispat etmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar iddia ve savunmalarını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davacının birbiriyle örtüşen tanık beyanlarından; davalı ..."nın ziynetleri davacıdan aldığı, ardından davacıyı, davalı ..."nın kardeşi ile annesinin davacının rızası olmadan evden çıkararak kendi ailesinin evine bıraktıkları, davacının evden ayrılırken üzerinde ziynetlerinin bulunmadığı, davalı tanık beyanlarından da, davacı ile eski kayınbabası davalı ..."nin evlerinin ayrı olduğu, davalı ..."nin davacının evden ayrıldığı dönemde hasta olduğu anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere; davacı tanık beyanları ile evden ayrılırken ziynetleri yanında götürmediğini, ziynetlerin davalı koca ... tarafından elinden alındığını, kocasının ziynetleri kendisine iade etmediğini ispat etmiştir.
Ne var ki davalı kayınbaba ... yönünden, ziynetlerin kayınbabanın işi için bizzat kayınbaba tarafından davacının elinden alındığı hususu ispatlanamamış olup, ziynet eşyasının kayınbabada kaldığı iddiası da hayatın olağan akışına uygun değildir.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte yazılı nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.