13. Hukuk Dairesi 2015/31761 E. , 2017/12610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan 05/06/2012 tarihinde 2012 model ...model sıfır km aracı satın aldığını, aracın plakasının ... olduğunu, 29/08/2013 tarihinde .... auto ... up servisine aracı götürerek Makina mühendisi ... tarafından yapılan inceleme neticesinde aracın boya kalınlığının fabrikasyon değerlerinin üzerinde çıktığına dair rapor verildiğini, birinci el olarak satın aldığı aracın gizli ayıplı olarak boyalı çıkması nedeniyle uğranılan zararın satışın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 16/04/2015 tarihli dilekçesi ile taleibi 10.800,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davacının ayıbı öğrendiğini iddia ettiği tarihin üzerinden 2 aydan fazla zaman geçtikten sonra dava açtığını, ayıp ihbarının süresinin 30 gün olduğunu, davacı tarafından alınan rapora itibar edilmemesi gerektiğini bildirmiş, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 05/06/2012 tarih, 065627 nolu fatura ile alınan ...ambition optimal... marka model, davacıya ait ... plakalı aracın orjinal boyası haricinde boyanarak satılması nedeniyle aracın bedelinde meydana gelen değer kaybı bedeli olan 10.800,00 TL"nin ıslah tarihi olan 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan 05/06/2012 tarihinde satın aldığı... model aracını 29/08/2013 tarihinde ... ... auto check up servisine götürerek makina mühendisi tarafından yapılan inceleme neticesinde aracın boya kalınlığının fabrikasyon değerlerinin üzerinde çıktığına dair rapor verildiğini beyan ederek, 07.11.2013 tarihinde açtığı davasında zararının giderilmesini talep etmiştir. Davalı, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacıya satılan araçta boya kalınlığı yönünden imalattan kaynaklı gizli ayıp olduğu ve davacı tarafından davanın makul süre içerisinde açıldığı, tanık anlatımları ile de davalıya boyalı olduğunu anladıktan kısa bir süre sonra müracaat ettiği hususunun da sabit olduğu gerekçesiyle bilirkişilerce hesaplanan ve davacı tarafça ıslahla talep edilen ayıp nedeniyle aracın bedelinde meydana gelen değer kaybının giderilmesine karar verilmiştir.
Davacıya satılan araç üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde araçtaki boya kalınlık farkının gizli ayıp niteliğinde olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür.Burada kastedilen ayıpların açık ayıp olduğunun kabulü gerekir. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Yukarıda açıklanan genel ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; davacının araçtaki gizli ayıp yönünden yasal süre içinde ihbar mükellefiyetini yerine getirip getirmediği hususunu ispatlaması gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119.maddesinde davacının iddia edilen vakıaların hangi delille ispatlanacağı hususunu dava dilekçesinde bildireceği düzenlenmiştir. Mahkemenin 11/11/2013 tarihli, davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilen tensip tutanağının 2.bendinde ""..davacıya başka delilleri varsa bildirmesi, yazılı delillerini sunması, HMK"nın 194.maddesi uyarınca hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıklaması için 2 haftalık kesin süre verilmesine.."" denildiği, tensip zaptının tebliği üzerine davacının dava dilekçesinde dayandığı tanık deliline ilişkin olarak herhangi bir açıklama yapmadığı, tanık isimlerini bildirmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 30.4.2015 tarihli 7.celsede davacı tarafa araçtaki gizli ayıbın davalıya süresinde ihbar edilip edilmediğini ispata ilişkin, dinleteceği tanığı varsa ve yine ihbarla ilgili başkaca ispata yarar belgesi varsa sunması için 2 haftalık kesin süre verilerek kesin sürenin hukuki sonucuna ilişkin hatırlatma yapılmış, bunun üzerine davacı tanık isimlerini bildirmiş, bildirilen tanıklar mahkemece dinlenerek, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı taraf, sonradan dinletilen tanıkların dinlenmesine muvafakat etmediklerini beyan etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda delillerin hangi aşamada bildirileceği gösterilmiş olup, mahkemece tensip tutanağı ile verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça tanık isimleri bildirilmemiştir. Davacı taraf ayıp ihbarının süresinde yapıldığına ilişkin yazılı bir belge de sunmamıştır. Süresinde bildirilmeyen tanıkların dinlenmesine karşı taraf olan davalı da muvafakat etmediğine göre tanık beyanları esas alınarak ayıp ihbarının süresinde yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davacı, araçtaki gizli ayıbı 29/08/2013 tarihinde öğrendiği halde eldeki davasını 07/11/2013 tarihinde açtığını, BK"nun 198.maddesinde belirtilen şekilde araçtaki gizli ayıbı öğrendiği halde süresinde dava açmadığının ve derhal ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamadığının dosya kapsamından anlaşılmasına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.