2. Hukuk Dairesi 2016/13969 E. , 2017/8649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 01/02/2016 gün ve 18639-1447 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar. 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Davacı, aile konutu niteliğindeki taşınmazın, malik olan davalı eş ... tarafından "açık rızası bulunmadan " diğer davalı şirkete devredildiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tescilini ve taşınmazın kayıtları üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir
Mahkemece, davalı şirketin kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nıın 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. " Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten
var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konulu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konukluğu için aile konutu olmamakla, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu " değil "açıklayıcı " şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan " bir işlem için verilebilir.
Türk Medeni Kanununun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça " aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi "tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "ancak diğer eşin açık rızası alınarak " yapılabilir.
Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dâhi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık" olması gerekir.
Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutunu, diğer davalıya satmıştır. Bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih ve 2013/2-2056 esas, 2015/1201 karar günlü kararında açıkça ifade edildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne, tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tesciline ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı" olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde bozulmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamı davalı ... İnşaat Gayrimenkul Danışmanlığı Tic. Ltd. Şti. tarafından karar düzeltme talep edilmiş ise de, davacı karar düzeltme süresi içerinde davasından, davalı da karar düzeltme talebinden feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
1-Tarafların karar düzeltme taleplerinin incelenmesine gelince:
l-a)Davalı ... Danışmanlığı Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... 25.04.2016 havale tarihli dilekçesiyle karar düzeltme talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, karar düzeltme dilekçesinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
l-b)Hüküm henüz kesinleşmeden davacı asil 25.04.2016 havale tarihli dilekçesiyle davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, Dairemizin 01.02.2016 tarihli bozma kararının kaldırılmasına, davadan feragat gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUC: Yukarıda (l-b) bentte açıklanan sebeple, Dairemizin 01.02.2016 gün ve 2015/18639 esas ve 2016/1447 karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, davadan feragat hususunda bir karar verilmek üzere hükmün BOZULMASINA. (l-a) bentte açıklanan sebeple davalı ... Tic. Ltd. Şti. karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 10.07.2017(Pzt.)