Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/745
Karar No: 2014/288

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/745 Esas 2014/288 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/745 E.  ,  2014/288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 01/11/2012
    NUMARASI : 2012/725 E.-2012/1459 K.

    Taraflar arasındaki "Boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Aile Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 22.07.2010 gün, 2009/1537 E. – 2010/1015 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 08.12.2011 gün, 2010/21682 E. –2011/21396 K. sayılı bozma ilamı ile;
    (...Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kadın tarafından davacı-davalı kocanın kabul edilen davası yönünden, koca tarafından da kusur, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Davalı kadın açtığı karşılık boşanma davasından feragat etmiş ise de, bu tarihten sonra da kocanın başka kadınla yaşamasının devam ettiği ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-davalı koca tamamen kusurludur.
    Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. (TMK. md.166/2)
    Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacı-davalının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı-davacıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle kocanın boşanma davasının reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma isteğine ilişkindir.
    Davacı koca vekili; müvekkilin uzun yıllardır Almanya"da bulunduğunu, bu süre içerisinde resmi olarak evlilik birliği devam etmesine rağmen taraflar arasında gerçek bir evlilik ve aile birlikteliği tesis edilemediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğunu ileri sürerek boşanma isteğinde bulunmuştur.
    Davalı kadın vekili; müvekkilinin boşanmak istemediğini, davacının sadakatsiz davranışları, başka bir kadın ile ilişkisinin olması, bu ilişkisinden bir çocuğunun doğması nedeniyle de tam kusurlu olduğunu bildirip davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; evlilik birliğinin tarafların ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine nafaka ile maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında, davacı kocanın tamamen kusurlu, davalının ise kusursuz olduğu ve tarafların 36 yıldır eylemli olarak ayrı yaşadığı olayda, davacının davasının salt kusur nedenine dayalı olarak reddine karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesine göre boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun bulunmasının gerekmesine, somut olayda davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusurun bulunmadığının anlaşılmasına göre, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararının bozulması gerekmiştir.
    Yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, tarafların 36 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları gözetildiğinde, davalının boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağından, Yerel Mahkemece verilen direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca yukarıda belirtilen nedenlerle benimsenmemiştir.
    O halde, Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.03.2014 gününde yapılan görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi