Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/11292
Karar No: 2018/5794
Karar Tarihi: 25.06.2018

Resmi belgede sahtecilik - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/11292 Esas 2018/5794 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edildiği kararın temyiz itirazları incelenirken, suç tarihinin yanlış yazılması ve sanığın sahip olduğu bazı hakların kullanımının gözetilmemesi nedeniyle kararın infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi hukuka uygun bulunmadı ve mahkumiyet kararı bozuldu. Kanunlar açısından değerlendirildiğinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin (c) bendinde yer alan hakların sanığın alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 267/4. maddesi uyarınca sanığın iftira suçundan dolayı mahkumiyet hükmü kurulduğunda, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulabileceği belirtildi.
11. Ceza Dairesi         2017/11292 E.  ,  2018/5794 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I- Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik“ suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Gerekçeli karar başlığında “26.02.2007“ olarak yanlış yazılan suç tarihinin, “26.03.2007“ olarak mahallinde düzeltilmesi, Üsküdar Adli Emanetinin 2010/931 sırasında kayıtlı 26.02.2007 tarih ve 14.000 TL bedelli çek akıbeti hakkında mahallinde bir karar verilmesi ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
    II- Sanık hakkında “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma“ suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

    1- 5237 sayılı TCK’nın 267/4. maddesindeki “Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.” şeklindeki düzenleme uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi için öncelikle sanık hakkında iftira suçundan dolayı mahkumiyet hükmü kurulmuş olması gerektiği dikkate alınarak yapılan incelemede; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçundan açılmış herhangi bir kamu davası bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK‘nın 267/4. maddesi atfıyla 109/1. maddede yer alan suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    .

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi