20. Hukuk Dairesi 2016/10253 E. , 2018/6886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, Terzialan köyü 834 parsel sayılı taşınmazın 41250,00 m² yüzölçümü ile davalılar adlarına tapuda kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın, 11.107,18 m²’lik kısmının yörede ilk kez yapılan ... kadastrosu sırasında ... tahdidi içine alındığını, tahdidin 12.05.1998 - 12.11.1998 tarihleri arasında ilan edildiğini, 6 aylık süre içinde davalılar tarafından tahdide itiraz davası açıldığını, ... Kadastro Mahkemesinin 2003/1-3 sayılı kesinleşen kararı ile bu kısmın ... olduğunun belirlendiğini ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini, tahdidin de kesinleştiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu ... köyü 834 sayılı parselin 19.06.2008 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 11.107,18 m²’lik kısmının tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle Hazine adına tesciline ve davalıların bu alana vaki müdahalelerinin men’ine karar verilmiş, davalılar ... ve ... tarafında temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.12.2003 gün ve 2012/11980 E. - 2013/1676 K. sayılı kararıyla tapu iptali tescil hükmü bakımından onanmış, elatmanın önlenmesi hükmü yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan kısmen onama kısmen bozma kararında özetle, hükmün tapu iptali ve tescile ilişkin kısmının onanmasına, elatmanın önlenmesi davasına ilişkin olarak ise dava konusu taşınmaz üzerinde davalılar tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden ve bu tarihe kadar davalılar tarafından çekişmeli taşınmaza haksız elatma söz konusu olmadığından, ... Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasının kanuna aykırı olduğu, öte yandan 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de usûl ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda tapu kaydının iptali ile tescili talebine ilişkin daha evvel verilen, davanın kabulüne dair hüküm, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm ittihazına yer olmadığına, davaya konu taşınmaza vaki müdahalenin men"i isteminin reddine, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 2016/10253 - 2018/6886 İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak karar tarihinden sonra, 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi ile ... Genel Müdürlüğü, 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır, hükmü gereğince ... Yönetiminin açtığı dava nedeniyle aleyhine harçlara hükmedilmesi hatalı olup bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hüküm kısmındaki "Peşin alınan harcın mahsubu ile alınması gereken 485,53 TL noksan harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına" cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine ""Davacı ... Yönetimi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına"" cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/10/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.