Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10351 Esas 2018/5793 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10351
Karar No: 2018/5793
Karar Tarihi: 25.06.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10351 Esas 2018/5793 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Karar, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olup sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak yargılama sürecinde yapılan hatalar nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bunlar arasında, bozma sonrası yapılan yargılamada sanığın karşı diyecekleri sorulmamıştır ve duruşma tutanağında çelişki meydana gelmiştir. Ayrıca suç tarihinin yanlış yazılması ve yargılama giderinin tahsili de hatalı bulunmuştur. Kararın bu nedenlerle bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri ise şunlar olup, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK\"nın 326. maddesinin 1. ve 2. fıkraları, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ve 6183 sayılı Kanunun 106/1. maddesi ile 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK\"nın 324/4 maddesidir.
11. Ceza Dairesi         2016/10351 E.  ,  2018/5793 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Bozma sonrası yapılan yargılamada, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereği uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326. maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki “….Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar. Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tespit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir.” şeklindeki hükümlere rağmen, sanık hakkındaki ilk hükmün suç vasfı yönünden aleyhe bozulmasından sonra, sanığın usulüne uygun olarak bozma ilamına karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle 1412 sayılı CMUK"un 326/2 maddesine aykırı davranılması,
    2- 04.03.2014 tarihli celseye ilişkin duruşma tutanağında, “duruşmaya gelen olmadığı görüldü“ denildikten sonra, tutanakta sanığın esas hakkındaki savunması ve son sözüne yer verildiği, hükmün ise sanık ve müdafiinin yokluğunda verildiğinin bildirildiğinin anlaşılması karşısında, duruşma tutanağında çelişkiye neden olunması,
    3- “28.12.2007 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “09.09.2008“ olarak yanlış yazılması,
    4- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    5- Sarf edilen yargılama giderinin 6183 sayılı Kanunun 106/1. maddesinde belirlenen 20 TL’den az olması nedeniyle, 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK"nın 324/4 maddesi gereğince Devlet Hazinesine yüklenmesi yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    .

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.