14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2665 Karar No: 2018/6479 Karar Tarihi: 09.10.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2665 Esas 2018/6479 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/2665 E. , 2018/6479 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.01.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, asli müdahil ... ve ..., katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, 45919 ada 9 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalının 12.06.2014 tarihinde trampa yaparak taşınmazdan paylar satın aldığını, yapılan trampa işleminin önalım hakkının engellenmesi amacıyla muvazaalı olduğunu belirterek, davalı adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, yapılan trampa işleminin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış dışındaki mülkiyet devirlerinde önalım hakkı kullanılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili, katılma yoluyla davalı vekili, asli müdahil ... ve ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Asli müdahil ... ve ..., katılma yoluyla davalı vekili vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hükmü, davacılar ve müdahale talep edenler vekili temyiz etmiştir. Asli müdahale, hukukumuzda ayrı (genel) bir kanun hükmü ile düzenlenmiş değildir. 6100 sayılı HMK’nın asli müdahale başlıklı 65. maddesinde; “(1)Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. (2)Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” hükmü getirilmiştir. Somut olayda; mahkemece asli müdahil olarak kabul edilen ... ve .... 05.06.2015 tarihinde harçlandırdıkları dilekçelerinde ve 07.05.2015 tarihili duruşmadaki beyanlarında önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil taleplerinin olmadığını sadece davanın bir an önce sonuçlanmasını istediklerini beyan etmişlerdir. Görülmekte olan bir davaya asli müdahalede bulunabilmek için dava konusu hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen bir hak iddia edilmesi gerekir. Oysa müdahiller önalım hakkını kullanmak istemediklerini açıkca belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Dolayısıyla bu davada kendi adlarına bir hak iddiaları olmayıp davalının yanında davaya feri müdahalede bulunmuşlardır. Feri müdahil davada taraf olmadığından hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir (HMK m.69). Yani, müdahil davada tarafmış gibi müdahil hakkında hüküm verilemez. Açıklanan nedenle aslında davada feri müdahil olduğu anlaşılan kişiler aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 5. bendinde yer alan "davacı ve asli müdahillerden" kelimelerinin çıkarılarak yerine "davacıdan" kelimesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde asli müdahil ve diğer davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.