17. Hukuk Dairesi 2016/19502 E. , 2019/7405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dışı sürücü ..."ın sevk ve idaresindeki, davalı ... şirketine sigortalı ... plakalı aracın gerçekleştirdiği kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davacının kazada herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işgöremezlik ve kalıcı maluliyeti nedeniyle 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kazaya karışan ... plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusuru durumu ve maluliyet oranının ATK"dan alınacak raporla tespit edilmesi gerektiğini, dava açılmadan önce davacı tarafından herhangi bir başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; davanın reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı taraf, çift taraflı gerçekleşen kaza nedeniyle geçici işgöremezlik durumunun olduğunu ve malul kaldığını iddia ederek maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece maluliyet raporunun alınması için davacı vekiline kesin süre verildiği, süresi içerisinde kesin sürenin gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç mevcut delil durumu ve dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
Mahkemenin 27.11.2014 tarihli nihai kararından sonra dosya arasına alınan Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalının 25.10.2016 tarih ve 6176 sayılı raporunda kazadan dolayı davacının yaralanması ile ilgili gerekli tetkik ve tedavilerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Ceza dosyasında sağlık raporu olduğu görülmektedir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Bu durumda, mahkemece, davacının kazayla ilgili tüm tedavi evrakları getirtilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 07.09.2011 olan kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ATK 3. İhtisas Kurulundan, dosya üzerinden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak davacının maluliyeti olup olmadığı, varsa ne oranda olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin süre içerisinde davacı tarafça başvuru yapılmadığı ve maluliyet raporu temin edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.