Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15441
Karar No: 2018/3288
Karar Tarihi: 02.04.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/15441 Esas 2018/3288 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/15441 E.  ,  2018/3288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar , murisleri ..."un mirasçıları olduklarını, murisleri ... ile davalı arasında 21/08/2009 tarihli, ..., ...,... imzalı küçükbaş hayvan demirbaş senedi ile adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, 26.000TL değer konulduğunu, ekli "Küçükbaş Hayvan Demirbaş Senedidir" başlıklı belgeye göre, davalının davacıların murisinden 86 adet koyun, 3 adet koç, toplam 26.000TL değerindeki küçükbaş hayvanları teslim aldığını, yıllık bacak başı 1 kile arpanın murisleri ... tarafından alınacağı ve ..."e verileceği, tüm toplu ilaç ve iğne masraflarının iki tarafça eşit olarak ödeneceği, demirbaşı alanın kuzu başı 1 kg peynir vereceği, hayvanların otlatılması, bakımının yapılmasını davalının yapacağı, demirbaş veren tarafından haberi olmadan kuzu ve koyunların satılamayacağı ve başkasına devir yapılmayacağı, demirbaş alan demirbaş verene parasını ödediğinde ise koyunların ortak olarak devam edeceği, demirbaş veren tarafından damızlık koyun alındığında veya kuzular satıldığında herkese ne kadar para geçtiğinin bu senedin altına yazılacağına dair anlaştıklarını,71 adet kuzunun mevcut olduğunu, ancak murislerinin davalıdan alacağı olan ortaklık alacağından hiç bir şekilde para almadığını, ortaklık hakkını da ödemediğini, murislerinin vefat etmesi ile idareci ortak olan davalının kendilerine işlerin gidişatı ile ilgili hesap vermediğini, kar payı ödemesini yapmadığını, görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile ,adi ortaklıktan doğan 50.000TL alacağın sözleşme tarihi olan 21/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı , 21/08/2009 tarihli senette teslim edilen küçükbaş sayısının yazılı olduğunu, bu sayının 86 koyun ve 3 adet koç olmak üzere toplam 89 adet olduğunu, değerinin ise 26.000 TL olduğunu ve bu değerin ortaklık anaparası olduğunu, hayvan ortakçılığında ana paranın ortaya konulduğunu, ana para ödendiğinde ortaklığın son bulduğunu, eğer ana para ödenmedi ise her yıl ortak hayvanların semeresinden elde edilen gelirin paylaşıldığını, ortakçılığa alınan hayvanların semeresinin karşı tarafın bilgisi dahilinde satıldığını ve yarısının kendisine ödendiğini, bir kısmının telef olduğunu, iddia edilen hususların hiçbirinin varit olmadığını, hiç kimsenin ortaklığa koyduğu üründen gelir elde etmediği halde 6-7 yıl beklemeyeceğini, bu kadar beklemesindeki sebebin davacıların murisinin yıllardır gelirini alması olduğunu, hayvan ortakçılığının kendine münhasır geleneklerinin olduğunu, yazıya dökülmesinin mümkün olmadığını,davacılar murisi ile vardıkları anlaşma doğrultusunda 2014 yılında ortaklıklarının sona erdiğini,davacıların ortaklık anlaşmasını nihayete erdirmek istiyorsa isteyebilecekleri miktarın sadece ortaklık anaparasının 1/2"si olduğunu, ortaklık anaparasının da ortaklığın kurulduğu günden bu yana faiz isteminin küçükbaş hayvan ortakçılığı ile bağdaşmayacağını, ayrıca davacıların murislerinin 3 yılı aşkın süredir bacak başı 1 kile arpayı da ödemediğini,taleplerin fahiş olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece,davanın kısmen Kabulü ile;34.551,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava;adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
    Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir.
    Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar.
    Somut olayda;21/08/2009 tarihli "Küçükbaş Hayvan Demirbaş Senedidir" başlıklı belgeye göre davacıların murisi ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğu,davacıların murislerinin ölmesi sonrasında idareci ortak olan davalının işlerin gidişatı ile ilgili kendilerine hesap vermediği ve kar payı ödemesi de yapmadığını iddia ederek eldeyi davayı açtığı,davalının ise davacıların murisi ile aralarındaki ortaklık ilişkisinin 2014 yılında sona erdiğini ifade ettiği dikkate alındığında,söz konusu ortaklık ilişkisinin sona erdiği sabit olmakla, tasfiyenin de mahkemece bizzat yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
    Adi ortaklık ilişkisi, TBK"nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
    Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.
    Tasfiye usulünü düzenleyen TBK"nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
    Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oy birliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.
    Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesi gereğince; ortaklığın borçları ödendikten, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazancın ortaklar arasında paylaştırılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.
    Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır.( TBK" nun 642. md.)
    Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.
    Hal böyle olunca mahkemece; ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde tasfiye işlemini gerçekleştirecek, ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir kişiyi tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır.
    Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir.
    Birinci aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmeli, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmelidir.
    İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakde çevirme işlemi (TMK"nın 634. vd. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır.
    Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
    Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK"nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
    O halde, mahkemece; eldeki davanın ,bütün bu açıklamalar ışığında, yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken,bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan ,yanılgılı ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar ile davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi