Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/19125
Karar No: 2017/22073
Karar Tarihi: 21.12.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2017/19125 Esas 2017/22073 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2017/19125 E.  ,  2017/22073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının davalı şirkette 13.08.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, davalı işveren 27.12.2015 tarihinde davacıya 31.12.2015 tarihinde iş akdinin feshedileceğini bildirdiğini, işten çıkarılması sebeplerinin ise kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, davacıya yapılan fesih bildiriminin gerekçesiz, usule aykırı yapıldığını, davacıdan savunma alınmadığını, davalı işveren, yeniden yapılanmadan bahsetmişse de müvekkili davacının öncelikli olarak işten çıkarılması ile ilgili bir neden sunmadığını iddia ederek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine, işe iade kararı verilinceye kadar mahrum kalacağı ücretleri karşılamak üzere işverence müvekkiline 4 aylık ücret ödenmesine, işe iadesine ve kararın işverence uygulanmaması halinde işverence müvekkiline 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davalı işyerinin çelik sektöründeki ekonomik kriz nedeni ile zararı en aza indirgemek için gerekli tedbirleri almak zorunda kaldıklarını, bu tedbirlerden en son çare olarak mümkün oldukça en az olmasına dikkat edilerek yedek vardiyanın kaldırılması kapsamında “Toplu İşçi Çıkarma” başlıklı prosedüre uygun olarak işçi tenkisatına gidildiğini, davacının iş sözleşmesinin bu kapsam feshedildiğini, davalı işyerinin hafta tatili ve genel tatillerde çalışma yapılmamasına, çok zorunlu olmayan alt işverenlerin sözleşmesinin sonlandırılmasına, ücretsiz izin uygulamasından vazgeçilmesine, işçilerin ihbar ve kıdem tazminatları ile hak ettikleri işçilik sair ödemelerinin yapılmasına, işçilerin aynı zamanda 6-10 ay süresinde işsizlik ödeneğinden yararlanabilmeleri sureti ile işçilerin iş akdinin feshedildiğini ve önlemlerin alındığını, davacının ve diğer 161 kişinin iş sözleşmelerinin geçerli nedenler ile kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek sureti ile sonlandırıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, “…ülkede genel bir ekonomik kriz bulanmamakla birlikte; 2015 yılında demir çelik sektöründeki üretim ve ihracatında yaşanan daralmanın davalı şirketin bu sektörde ağırlıklı hizmet faaliyeti yürütmesinden ötürü etkilediği, satışları 2015 yılında önemli ölçüde azalmasa da 2016 ilk çeyreğinde azaldığı, maliyetlerinin arttığı, zarar ettiği, faaliyet giderlerinde artış yaşandığı, şirketin mali yapısının olumsuz seyir içerisinde olduğu, varlıkları içerisindeki yabancı kaynak (borç) payının arttığı, bu haliyle şirketin ekonomik tedbirlere başvurma ihtiyacı içerisinde olduğu; davalı şirkette davacının iş akdinin feshi sonrasında iptal edilen bölüm/birim olmadığı, davacının iş akdinin feshi öncesinde çalışan mavi yakalı personel sayısının 154 kişi olduğu, davacının iş akdinin feshi sonrası bu rakamın 31kişi azalarak 123 kişiye düştüğü, davacının iş akdinin feshi öncesinde 2 mavi yakalı personel alımı yapılmış olsa da davacının iş akdinin feshi öncesinde ve sonrasında davacının çalıştığı kadro unvanında personel alımı yapılmadığı; ayrıca işyerinde istihdamı daraltmak yönünde işletmesel karar alınması üzerine işçi sayısı azaltılarak kadro bazında personel sayılarında değişimler yapıldığı, işyerinde bilirkişi heyetince yapılan inceleme tarihine kadar (16.05.2016) toplam işçi sayısı bakımından toplu işçi çıkarmayla oluşan işçi sayısını muhafaza edildiği, fesih döneminde fazla çalışma sürelerinde düşüş olduğu; buna göre toplu işçi çıkarmaya ilişkin alınan kararın tutarlı şekilde uygulandığı; bu tespitlere göre işyerinde işçinin işine ihtiyaç kalmadığı; netice olarak davalının feshin geçerli nedene dayandığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, “Tarafların beyanları, sunulan deliller , bilirkişi heyeti tarafından sunulan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının iş akdinin 31/12/2015 tarihli fesih bildiriminde "... ülkemizde etkili olan ekonomik kriz ve son yıllarda çelik sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılardan kaynaklanan yeniden yapılanma ve kadro daralması sonucunda 4857 sayılı iş yasasının 17.maddesi gereği ihbar öneliniz peşin ödenmek suretiyle iş akdiniz 31/12/2015 tarihi mesai saati bitimi itibariyle feshedilmiştir." şeklinde belirtilen gerekçeyle feshi söz konusu olmuş ise de, davacının çalıştığı kadroda iş akdinin fesih öncesinde 16 olan çalışan sayısının fesih sonrası değişmediği, fesih öncesinde 154 kişi olan mavi yakalı personel sayısının fesih sonrası 31 kişi azalarak 123"e düştüğü, fesih öncesi 7. ve 8. ayda birer personel alımının yapıldığı, fesih sonrası personel alımının olmadığı, iş akdinin feshi öncesinde ve sonrasın davacının çalıştığı kadro unvanında personel alımı yapılmadığı, davalı şirketin mali yapısının olumsuz seyir içerisinde olup, yabancı kaynak borç payının arttığı, davalı şirketin ekonomik gelişmeleri ve üretim olanaklarındaki düşüşü somut ve ayrıntılı olarak ortaya koyduğu, bu nedenle istihdamı daraltmak yönünde alınan işletmesel kararı tutarlı bir şekilde uyguladığı, işyerinde fazla çalışma sürelerinde düşüş olduğu, işyerinde toplu işçi çıkartma yönünde istihdam fazlası olduğunun ortaya konulduğu dikkate alındığında, Mahkemenin davanın reddine yönelik kararının usul ve yasaya uygun olduğu” kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    E) Temyiz:
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    F) Gerekçe:
    Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından işletmesel karar sunulmuş, ancak işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirlerin feshi gerekli kıldığı, feshin geçerli nedeni olduğu kanıtlanamamıştır. İşletmesel kararın amacı ve içeriğini serbestçe belirleyen işverenin, uygulamak için aldığı geçerli neden teşkil eden ve ayrıca istihdam fazlası doğuran tedbire ilişkin kararı sürekli ve kalıcı şekilde uygulayamadığı, dosya içerisine konulan, farklı mahkeme dosyalarına sunulan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı şekilde anlatılmış olup, işletmesel kararda belirtilmesine rağmen 2016 yılında fazla mesai çalışmalarının azalan oranla birlikte devam ettiği, fesih öncesi dönem içerisinde yeni personel alımının mevcut olduğu ve fesih dönemi sonrasında yeni iş gücüne ihtiyaç duyulması nedeniyle işten çıkartılan personellerden bir kısmının yeniden işbaşı yapmak üzere geri çağrıldığı, davalı tarafça alınan işletmesel karara uygun davranılmadığı ve bu nedenle uygulama farklılığı nedeniyle tutarlı olduğunun kabul edilemeyeceği görülmekle, mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Davalı tarafından fesihte son çare ilkesi gereği, işçilere ücretsiz izin uygulaması, fazla mesai uygulamalarını kaldırılması ve benzeri alınabilecek diğer tedbirlerinin alındığı hususu ispatlanamamıştır. Kayıtlarda 2015 yılı son aylarına doğru fazla mesai yapılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesinin feshine son çare olarak gidilmesi ilkesi ve işverenin iş sözleşmesinin geçerli nedenlerle feshetmek istediği işçiyi başka bir işte çalıştırma olanaklarını araştırma ve bunları işçiye önerme yönünde bir yükümlülüğü gereği davacıya alternatif bir iş teklif edildiğine ilişkin bilgi ve belge de sunulmamış olup, feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı, nitekim Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre işverenin birden fazla işyeri varsa, son çare olarak işçinin diğer işyerlerinde çalıştırılmasının mümkün olup olmadığı araştırılmalı, işçinin çalıştırılacağı diğer işyerlerinin aynı işletme içinde yer alması veya aynı iş kolunda olması hatta aynı ilde bulunması dahi zorunlu olmayıp, işyerinin aynı gerçek veya tüzel kişi işverene ait olması yeterli olduğundan ve dosya içerisinde davalı işletmenin aynı iş kolunda başka işyerlerinin de olduğu anlaşıldığından, fesih geçerli kabul edilemez. Açıklanan nedenle davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6. Davacı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihindeki AAÜT. uyarınca belirlenen 1.980,00 TL vekalet ücretin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
    7. Davacının yaptığı harçlar dahil 277,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi