23. Hukuk Dairesi 2015/4815 E. , 2017/2393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 05.02.2015 gün ve 2014/2816 Esas, 2015/654 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 22.06.2007 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre, inşaatın bitirilme süresinin inşaat ruhsat tarihinden itibaren 18 ay olarak kararlaştırıldığını, bu tarihte teslim edilmemesi halinde herbir bağımsız bölüm için 200,00 USD ödenmesinin, ayrıca sözleşmenin 28/g maddesi ile de, çatı arasına bir oda ve banyo yapılmasının kararlaştırıldığını, müvvekkiline isabet eden iki daire ile bir dükkanın eksiklikler nedeniyle zamanında teslim edilmediğini, dairelerin emsal kira bedellerinin aylık 1.000,000 TL, dükkanın aylık 600,00 TL olduğunu ileri sürerek, sözleşme gereği ruhsat tarihinden itibaren 18 ay sonunda teslim edilmeyen 2 daire 1 dükkandan oluşan 3 bağımsız bölüm için dava tarihine kadar oluşan gecikme nedeniyle şimdilik 20.000,00 TL gecikme tazminatının, dükkandaki eksik işlerin tamamlanabilmesi için gereken bedelin 3.000,00 TL tutarlı kısmının, sözleşmenin 28. maddesinin g fıkrasında düzenlenen çatı katındaki bir oda ve banyodan oluşan bölümün bedelinin, sözleşme bütününe göre orantılanarak tespiti ile bu bedellerin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle gecikme tazminatı talebini 37.800,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, inşaatın eksiksiz olarak tamamlandığını, sözleşmede düzenlenen cezai şartın bir tür ifaya eklenen cezai şart olması nedeniyle ifa anında cezai şart isteme hakkını saklı tutmayan davacının BK"nın 158/2. maddesi uyarınca cezai şart isteme hakkını kaybettiğini, sözleşmede teslim süresinin değil, inşaatın bitirilme süresinin kararlaştırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme gereği inşaatı bitirme süresinin ruhsat tarihinden itibaren 18 ay olduğu, inşaatın 28.11.2009 tarihine kadar bitirilmesi gerektiği, yüklenicinin dava tarihi olan 22.11.2011 tarihine kadar işi bitirdiğini ispatlayamadığı, davacı arsa sahibinin 23 ay 24 gün üzerinden ve herbir daire için 200,00 USD karşılığı 14.280,00 USD"nin dava tarihi itibariyle efektif satış kur karşılığı olan 26.174,80 TL alacağının olduğu, sözleşmenin 28/g maddesine dayalı talep ile ilgili davanın geri alındığı, dükkandaki eksik işler ile ilgili talepten feragat edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile dava dilekçesinde belirtilen sözleşmenin 28/g maddesinden kaynaklanan talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, dükkandaki eksik işler ile ilgili talebin feragat nedeniyle reddine, 20.000,00 TL kira bedeli (gecikme
tazminatı) niteliğindeki alacağın dava tarihinden, ıslah dilekçesine konu 6.173,81 TL"nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerinin temyizi istemi üzerine, Dairemizin 05.02.2015 tarihli ilamında “ hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 28.11.2009 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem yönünden aylık 200,00 USD üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden gecikme tazminatı ile ilgili açıklanan ilke doğrultusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kabule göre, davacı vekilince 03.10.2013 havale tarihli dilekçesinde 28.11.2009 ile kat mülkiyeti tapularının oluştuğu 06.06.2011 tarihi arasındaki döneme ilişkin 19 aylık süre için gecikme tazminatı istendiği halde 28.11.2009 ile dava tarihi arasındaki 23 ay 24 günlük süre için gecikme tazminatına hükmedilmesi HMK"nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olmuştur. “ gerekçesiyle bozmuştur.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 07,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.