1. Hukuk Dairesi 2018/395 E. , 2018/8668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.04.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ...’nin, 351 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2 ve 3 no’lu bağımsız bölümlerini davalı oğlu ...’ye satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, mirasbırakanın aynı binadaki bir daireyi de davacıya bağışladığını, çekişmeli bağımsız bölümlerde faaliyet gösteren işletmeye yıllar boyu emeğini sermaye olarak koyduğunu, mirasbırakanın çalışamadığı dönemde ihtiyaçlarını karşıladığını, öte yandan mirasbırakanın geriye başka taşınmazlar da bıraktığını, mal kaçırma amacı taşımadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
1921 doğumlu mirasbırakan ...’ın 21.02.2012 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak dava dışı eşi ... ile çocukları olan davacı ... ve davalı ...’yü bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 351 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2 ve 3 no’lu dükkanlarını 23.09.1996 tarih ve 2211 yevmiye no’lu akit ile davalıya satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; davalıya temlik edilen 1,2 ve 3 no’lu dükkanların arsa payı 35/175 olup, aynı binadaki 60/175 arsa paylı 4 no’lu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından davacıya 01.04.1972 tarihinde rücu koşuluyla bağış suretiyle devredildiği, aynı binadaki 80/175 arsa paylı 5 ve 6 no’lu bağımsız bölümler ile ... ili Merkez ilçesinde bulunan 11.175 m2 lik ‘’ iki evi ve tütün damı olan tarla ‘’ niteliğindeki 477 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payı ve 86,94 m2 lik ‘’ avlulu kargir ev ‘’ niteliğindeki 351 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tamamının halen mirasbırakan adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile çekişmeli temliki yaptığı hususu kanıtlanabilmiş değildir. Mirasbırakanın mal kaçırma amacı olsa idi tüm taşınmazlarını devredebileceği, ne var ki bu şekilde hareket etmediği görülmektedir. Öte yandan tanık beyanları uyarınca mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmasını gerektirecek herhangi bir nedeni de bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, taşınmazın aynına ilişkin eldeki davada miras payı oranında iptal ve tescil istendiği, dava değerinin taşınmazın toplam değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların pay değeri olduğu gözetilerek, dava edilen pay değeri üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tamamının değeri üzerinden fazla karar ve ilam harcı alınması da isabetsizdir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.