Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4380
Karar No: 2018/8667
Karar Tarihi: 03.04.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/4380 Esas 2018/8667 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/4380 E.  ,  2018/8667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.04.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası ...’ın, 654 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 5/16 payını davalı torunu ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli payın tapusunun iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini istemiş, yargılama sırasında ıslah suretiyle, devir tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetine haiz olmadığını, öncelikle ehliyetsizlik yönünden araştırma yapılması gerektiğini belirtmiştir.
    Davalı, mirasbırakan ve eşine uzun süre baktığı ve giderlerini karşıladığı için dava konusu payın devredildiğini, öte yandan mirasbırakanın denkleştirme yapmayı amaçladığını, yüklü miktarda borcunu ödemek suretiyle mirasbırakanın davacıya da kazandırmada bulunduğunu, mal kaçırmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlik tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyetinin bulunduğunun ... Kurumu raporu ile tespit edildiği, semenin mutlaka para olması gerekmediği, davalının mirasbırakan ve eşine baktığı, bakım karşılığı çekişmeli taşınmazın devredildiği, muvazaanın söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Mirasbırakan ...’ın 09.07.2009 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ile dava dışı kızı ...’ı bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 654 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 5/16 payını davalı torunu ...’a 13.05.2008 tarih ve 6582 yevmiye no’lu akit ile satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalı taraf mirasbırakanın denkleştirme amacı ile hareket ettiğini ve mirasbırakana baktığını savunmuş ise de, mirasbırakanın kızı ve davalının annesi olan ... sağ olup, henüz davalı ... mirasçı olmadığından denkleştirme savunmasına itibar edilemeyeceği gibi mirasbırakana davalının annesi ... tarafından bakıldığı, bakımın da bir bedel olduğu ancak aynı şeylerin davalı yönünden söylenemeyeceği açıktır.
    Diğer taraftan, mirasbırakanın maliki olduğu 293 parsel sayılı taşınmazını 16.06.2008 tarihinde davalı ...’e satış yoluyla devretmesi nedeniyle muris muvazaası nedenine dayalı olarak ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 28.03.2013 tarih ve 2009/483 E 2013/149 K sayılı davanın kabul edilerek kararın kesinleştiği, mirasbırakanın birden fazla taşınmazını yakın sürede davalıya temlik ettiği, tanık beyanları bir bütün halinde değerlendirildiğinde temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi