13. Ceza Dairesi 2019/13077 E. , 2019/18836 K.
"İçtihat Metni"KANUN YARARINA BOZMA
Mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlâl etme ve hırsızlığa teşebbüs suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 35, 116/1, ve 151/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 2.400,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli ve 2013/84 esas, 2014/57 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 24/09/2019 gün ve 94660652-105-17-8879-2019-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 02/10/2019 gün ve 2019/93881 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre,
1-Sanığın anılan davada birlikte mahkûm olduğu diğer sanık ... ile birlikte işlemiş olduğu benzer suçlara ilişkin verilen mahkûmiyet kararlarına yönelik olarak Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20/03/2014 tarihli ve 2013/15584 esas, 2014/7628 karar sayılı ilâmında yer alan, "Sanığın, ... ile birlikte atılı suçları işlediğine ilişkin diğer sanık ...’un aşamalarda değişiklik gösteren, soyut iddiasından başka delilin bulunmadığının, sanığın atılı suçları işlediğine ve cezalandırılmasına ilişkin yeterli, somut ve inandırıcı delilin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın her iki eylemle ilgili olarak beraatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi" şeklindeki ve Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 18/09/2014 tarihli ve 2013/30406 esas, 2014/26157 karar sayılı ilâmında yer alan, "Olay günü gündüz vakitte katılanın evde olmadığı bir esnada ahşap kapısının kilit hizasından sert bir cisim ile zorlanıp kanırtılmak suretiyle açılarak evden para ve takılarının çalınması olayında, daha sonra başka bir suç nedeniyle sanıklara ulaşıldığında, sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair diğer sanık ..."un çelişkili beyanları dışında ve sanıkların suçu hiçbir aşamada kabul etmediklerini söyledikleri savunmalarının aksini kabule elverişli mahkumiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde sanıkların beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi" şeklindeki açıklamalar ile sanığın anılan davalarda beraat etmesi gerektiğine ilişkin bozma kararları nazara alındığında,
Olay tarihinde sanıklar ... ve ...’ın müştekinin evine gündüz vakti daire giriş kapısının tornavida veya benzeri bir aletle kanırtarak girmeleri, evi karıştırmaları, ancak evden herhangi bir şey almadan çıkmaları şeklinde iddia ve kabul edilen somut olayda, sanık ..."ın aşamalarda alınan beyanlarında ısrarla atılı suçları işlemediğine ilişkin savunmada bulunduğu, benzer suçlara ilişkin yukarıda belirtilen Yargıtay ilâmlarında belirtildiği üzere sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararları verildiği ve sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair diğer sanık ..."un soyut beyanı dışında teşhis, kamera kaydı, parmak izi, tanık vs. mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde,
2- Kabule göre de; sanık hakkında 04/09/2006 tarihinde işlediği hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlâl etme ile birlikte mala zarar verme suçundan da mahkûmiyetine karar verilmiş ise de, suç tarihinden sonra 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile değişik TCK"nın 142. maddesine eklenen 4. fıkrada yer alan, “hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet aranmaz” şeklindeki hüküm karşısında, mala zarar verme suçunun suç tarihi itibariyle şikâyete bağlı olduğu, müştekinin de 19/09/2013 tarihli duruşmada şikâyetçi olmadığını beyan ettiği gözetilmeden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Diğer sanık ...’un, atfı cürum mahiyetindeki soyut iddiası dışında sanık ...’ın isnat edilen suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve somut delil bulunmadığından yüklenen suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden KABULÜ ile, hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından sanık ... hakkında Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 tarihli ve 2013/84 esas, 2014/57 karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle, unsurları oluşmayan hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından sanık ...’ın ayrı ayrı BERAATİNE, tayin olunan cezaların çektirilmemesine, verilen kararın niteliği itibariyle 2 no"lu bozma istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 23/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.