10. Ceza Dairesi 2019/2204 E. , 2019/4237 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 10/05/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/62 esas, 2017/477 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/05/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 29/07/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 12/02/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, sanığın 19/02/2015 tarihinde kuruma müracaat ederek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak 5 yıllık erteleme süresi zarfında 23/09/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığından bahisle TCK’nın 191/4. maddesinin (c) bendi uyarınca erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/62 esas, 2017/477 sayılı kararıyla "kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, tebligat parçasının bila tebliğ iade edildiği, bu kapsamda sanığın kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali kapsamındaki sorumluluktan haberinin olamayacağı" gerekçesiyle, “kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4, maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, somut olayda, şüpheli ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 12/02/2015 tarihli kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanması suretiyle kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği, her ne kadar Mahkemesince erteleme kararının şüpheliye usulüne uygun tebliğ edilmediği ve sanığın erteleme kararının ihlâli kapsamındaki sorumluluktan haberinin olamayacağı gerekçesiyle durma kararı verilmiş ise de, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurarak denetim planını 19/02/2015 tarihinde tebliğ aldığı, denetim planı kapsamında ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuruda bulunduğu, bu durumda hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karardan haberdar olduğunun anlaşılması karşısında, erteleme süresi içerisinde uyuşturucu madde kullanmaya devam ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/4-c maddesinde yer alan emredici hüküm nedeniyle kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, mahkemece yargılamaya devamla işin esasına ilişkin hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/62 esas, 2017/477 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında;...Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilemediği ancak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesini müteakip 19/02/2015 tarihinde kuruma müracaat edip tedbirin infazına başladığı, bununla birlikte 5 yıllık erteleme süresi zarfında 23/09/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı, bu haliyle sanığın kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını ve hakkında tedbir uygulandığını öğrendikten sonra erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiği anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşullarının oluştuğu,
Mahkemenin “kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, tebligat parçasının bila tebliğ iade edildiği, bu kapsamda sanığın kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali kapsamındaki sorumluluktan haberinin olamayacağı” şeklindeki gerekçesinin de dosya kapsamına uygun olmadığı, zira erteleme kararı usulüne uygun olarak tebliğ edilememiş olsa dahi, sanık haricen veya 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesinde belirtildiği üzere usulsüz tebliğ sonucu kararı öğrenip Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne bizzat müracaat ederek hakkındaki karar ile ilgili infaza başlamış ve Tebligat Kanununun 32/2. maddesindeki usule göre itiraz hakkını kullanmamış ise artık kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden tedbirin infazına başlanmış olmasının, 4. fıkrada belirtilen yargılama şartının gerçekleşmesine bir etkisi olmayacağı, ayrıca “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı” kesinleştirilmeden tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağına ilişkin herhangi bir yasa veya yönetmelik hükmü bulunmadığı gibi tam tersine CMK’nın 269/1. maddesinde “İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.” şeklinde hüküm yer aldığı, kaldı ki sanığın kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladıktan sonra da hiçbir aşamada itiraz etmediği ve tedbirin infazına devam ettiği, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edilmeden tedbirin infaz işlemlerine başlanmış olmasının da dava şartının gerçekleşmesine bir etkisi olmayacağı, anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddia edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılan ve hakkında dava açılan sanık hakkında her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, kamu davasının durmasına karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının durmasına ilişkin İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2017 tarihli ve 2017/62 esas, 2017/477 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.