10. Ceza Dairesi 2019/2205 E. , 2019/4236 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 14/05/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasına dair Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 tarihli ve 2017/240 esas, 2018/350 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 20/02/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 03/06/2014 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2016 tarihli ve 2014/747 esas, 2016/483 sayılı kararıyla TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği
2- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen “hırsızlık” suçundan dolayı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesini müteakip, hükmün açıklanması için ihbarda bulunulması üzerine, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 tarihli ve 2017/240 esas, 2018/350 sayılı kararıyla hüküm açıklanarak sanığın TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1-Dosya kapsamına göre, sanığın yokluğunda verilen kararın, kovuşturma aşamasında ifadesinde bahsettiği son bilinen adresine tebliğe çıkartılmadan doğrudan adres kayıt sisteminde kayıtlı adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin geçersiz olması karşısında; esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde,
2- Kabule göre de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmı ile "....bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir..." şeklinde değinildiği üzere, dosya kapsamına göre, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 25/05/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 26/02/2017 tarihinde nitelikli hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek suçu olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 tarihli ve 2017/240 esas, 2018/350 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın bilinen son adresiyle MERNİS adresi aynı olduğundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın tebliğ işleminin yasaya uygun olduğu ve kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmış olup, bu nedenle (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemişse de,
Sanık hakkında 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup, bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir.
Somut olayda ise sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen suç “hırsızlık” suçu olduğundan, kanundaki özel düzenlemede yer alan emredici hüküm nedeniyle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu haricinde başka bir suçtan mahkûmiyet nedeniyle hükmün açıklanarak sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi yasaya aykırı olup, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; hükmün açıklanmasına dair Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 tarihli ve 2017/240 esas, 2018/350 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.